Zamanın hızlı akıp gittiği bu dünyada hayatın belki de insanlar için adil ve eşit olmadığını gördük.
Gerçeklerin acıttığını, bazen de yürekte yaralar açtığını gördük.
Hakkın, hukukun, adaletin olmadığını gördük.
Merhametsizlerin, vicdansızların masumları ezdiklerini gördük.
Bir parça ekmek için alın terini akıtıp karşılığını alamayan emekçileri gördük.
Ekonomiyi alt üst eden esnaf, market fırsatçılarını gördük.
Hastanelerde hastalara, hasta yakınlarına kendilerini ağa sanan personelin hakaretlerini gördük.
Emeğiyle yüzünün akıyla okuyup diplomasını alan ama iş bulamayan atanamayan gençlerimizin yerlerine torpille işe alınanları gördük.
Görevi başında işini dürüstçe yapan doktorun, sağlıkçının, polisin, askerin şiddette maruz kaldığını gördük.
Kadınların eşi tarafından cinayete kurban gittiklerini gördük.
Tüyü bitmemiş, bebeklerin, melek çocukların, katledildiklerini gördük.
Anaya, babaya karşı saygının, hürmetin, kıymetin bittiğini hatta dayak ve şiddet uyguladıklarını gördük.
Kardeşin kardeşi sırtından vurduğunu gördük.
Dostun dostu sattığını gördük.
İyi zamanında yanında, kötü zamanın da ortadan kaybolanı gördük.
Gerçek seveni aldatanı ve ihanet edeni gördük.
Menfaati için sinsice yaklaşan iki yüzlüleri gördük.
Mazlumların başlarına bombaların yağdıranları gördük.
Savaşta yiyecek yemekleri ve içecek suları olmadığı için ölüme terk edilenlere sessiz kalanları gördük.
Toplu yemek davetlerinde, zenginin düğününde masaları dolup taşarken, fakirin bir kuru ekmeğini bile almaya zorlandıklarını gördük.
Vermeden almanın mümkün olduğunu gördük.
İnsanları dinlemeden ve anlamadan ön yargıyla eleştirdiklerini gördük.
Adamına göre muamele edenleri gördük.
Halkın hakkını aramayan milletin vekillerini gördük.
Asıl önemlisi bu dünyada hayatın hiç bir anlamı olmadığını gördük.
Kısacası yaşadıkça, umutsuzca daha neler neler göreceğiz diyoruz. Ama yine de beklentilerimizden, umutlarımızdan vazgeçmeden insan gibi adilce yaşamayı da görürüz inşallah..