Altın fiyatlarının rekor seviyelere ulaşması, sahtecilik piyasasını da hareketlendirdi. Dolandırıcılar, özellikle düğün sezonunun yoğunluğunu ve tüketicilerin indirim arayışını fırsat bilerek, gerçeğinden ayırt edilmesi neredeyse imkansız olan taklit altınları piyasaya sürüyor. Bu sahte ürünlerin birçoğunun gerçek değeri sadece 10 lira olmasına rağmen, ustaca bir işçilikle ve yanıltıcı pazarlama yöntemleriyle gerçek altın gibi satılıyor. Bu durum, hem tüketicilerin maddi kayba uğramasına hem de piyasaya olan güvenin sarsılmasına neden oluyor.
Sahte Altının Anatomisi: Dışı Altın, İçi Değersiz Metal
Piyasada dolaşan sahte altınlar, genellikle dış yüzeyleri ince bir altın tabakasıyla kaplanmış, iç kısımları ise bakır, pirinç gibi değersiz metallerden oluşan ürünlerdir. Bu nedenle, dışarıdan bakıldığında veya elle kontrol edildiğinde gerçek altından ayırt edilmeleri oldukça zordur. Ancak, profesyonel kuyumcuların kullandığı mihenk taşı testi, bu sahtekarlığı kolayca ortaya çıkarır. Mihenk taşına sürtülen altının bıraktığı iz ve bu ize uygulanan özel asitler, ürünün gerçek ayarını veya sahte olup olmadığını net bir şekilde gösterir. Özellikle bilezik ve çeyrek altın gibi yaygın olarak kullanılan takıların taklitleri piyasada bolca bulunmaktadır.
İnternet Dolandırıcılığı ve "Cazip" Teklifler
Sahteciler, ürünlerini pazarlamak için en sık internet platformlarını ve sosyal medyayı kullanıyor. "Şok indirim", "kaçırılmayacak kampanya", "yarı fiyatına altın" gibi başlıklarla süslenen ilanlar, tüketicileri tuzağa düşürmeyi amaçlıyor. Bu ilanlarda genellikle gerçek altınların fotoğrafları kullanılırken, alıcılara gönderilen ürünler değersiz taklitlerden oluşuyor. Altın piyasaları uzmanı İslam Memiş de bu konuya dikkat çekerek, “Çeyrek altın 6.750 TL iken bir sitede 6.500 TL’ye satıldığını görüyorsanız, bu durum büyük ihtimalle dolandırıcılık girişimidir. Gerçek altın fotoğrafı kullanıyorlar ama size taklit ürün gönderiyorlar” uyarısında bulundu. Bu tür gerçek dışı fiyatlar, dolandırıcılığın en önemli göstergelerinden biridir.
Kuyumcuların İsyanı: Cezalar Caydırıcı Değil
Artan sahtecilik vakaları karşısında kuyumcular da büyük bir mağduriyet yaşıyor. Hem itibarları zedeleniyor hem de piyasada haksız bir rekabet ortamı oluşuyor. Sektör temsilcileri, sahtecilikle mücadelede mevcut yasal yaptırımların son derece yetersiz kaldığını vurguluyor. Verilen cezaların caydırıcı olmaması, dolandırıcıların bu işe devam etmesine olanak tanıyor. Kuyumcular, Ticaret ve Adalet Bakanlığı’nın bu konuda daha kararlı adımlar atarak cezaları ağırlaştırmasını ve denetimleri sıkılaştırmasını talep ediyor. Aksi takdirde, bu sorunun daha da büyüyeceği endişesi hakim.
Tüketiciler İçin Altın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sahte altın tuzağına düşmemek için tüketicilerin altın alırken son derece dikkatli ve bilinçli olması gerekiyor. İlk kural, alışverişi mutlaka bilinen, güvenilir, uzun yıllardır faaliyet gösteren ve resmi belgeleri tam olan kuyumculardan yapmak. İnternet üzerinden veya tanınmayan, şüpheli yerlerden altın almaktan kesinlikle kaçınılmalı. Alınan ürünün faturası, garanti belgesi ve eğer varsa uluslararası geçerliliği olan sertifikası mutlaka istenmeli. Ürünün işçiliği, damgaları ve ağırlığı dikkatle incelenmeli. En ufak bir şüphe durumunda, farklı ve güvenilir bir kuyumcudan teyit almak, olası bir dolandırıcılığın önüne geçecektir. Unutmayın, değeri sadece 10 lira olan bir taklit, birikimlerinizi bir anda yok edebilir.