Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Şanlıurfalı Ramazan Bingöl’ün Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu Üyeliğine atandı.

Bingöl’ün Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu Üyeliğine seçilmesi memleketinde büyük sevinçle karşılandı.

Fakat CHP’nin Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Bingöl’ün Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu Üyeliğine atanmasına tepki göstererek açıklamada bulundu.

Erdem, “Tarım kebapçının değil, çiftçinin işidir. Bu ülkenin bereketi, siyasi şovlara değil, alın terine emanet edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Erhan Erdem’in açıklaması Bingöl’ün memleketinden tepkiyle karşılandı.

Erhan Adem, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Tarım Politikası Kebapçıya Teslim Edilemez! Türkiye tarımda tarihinin en büyük çöküşlerinden birini yaşarken, iktidarın verdiği mesaj nettir: “Biz tarımdan da, çiftçiden de umudu kestik. Artık göz boyayacağız.”

Son örnek: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bingöl Et Lokantası’nın sahibi Ramazan Bingöl’ü Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi yaptı. Evet, yanlış duymadınız! Bir kebapçı, artık bu ülkenin tarım üst kurulunda söz sahibi! Bu bir şaka değil, bir karikatür değil. Bu, ülkeyi yönetenlerin tarıma bakış açısının açık bir özetidir. Çünkü onlar için tarım; köylünün geçim kaynağı, toprağın bereketi, gıda güvenliği meselesi değil — etin fiyatı kaç lira olmuş, kebap kaç gram gelmiş onun hesabı.

Daha önce ne gördük?

•Okul sahibi oldu Millî Eğitim Bakanı.

•Otel sahibi oldu Turizm Bakanı.

•Hastane sahibi oldu Sağlık Bakanı.

Şimdi sıra kebapçıda: Artık Tarım Kurulu Üyesi!

Peki bu atanmış şahsın tarım, hayvancılık, iklim krizi, gıda güvenliği, kooperatifçilik gibi konularda bir akademik veya saha tecrübesi var mı? Elbette yok. Ama ne önemi var değil mi? Onlar için liyakat değil, sadakat esas. Bu noktada açıkça söylüyoruz: Bu kafayla, bu anlayışla, bu ciddiyetsizlikle tarımın değil geleceği, bugünü bile kurtarılamaz. İşte tam da bu yüzden bugün Mersin’deyiz. Çünkü biz tarımı saray mutfağında değil, köylünün toprağında arıyoruz.

Kırsal kalkınma lokanta menüsünden değil, çiftçinin üretim gücünden doğar. Bu atamalarla tarımı talan eden bir zihniyete karşı, yerelden yükselen bir halkçı tarım modeli kurmak zorundayız. Buradan CHP’li büyükşehir belediyelerine ve onların Tarımsal ve Kırsal Hizmetler Daire Başkanlıklarına açık çağrımızdır:

Bu ülkenin gerçek tarım politikası artık sizlerin ellerindedir. Çiftçiyi destekleyen, kooperatifleri ayağa kaldıran, gıda egemenliğini esas alan tüm yerel projeleri büyütmek ve yaygınlaştırmak bugünün en büyük memleket görevidir. Biz, bu mücadelenin her adımında üreticinin, köylünün, genç çiftçinin yanında olmaya devam edeceğiz. Tarım kebapçının değil, çiftçinin işidir. Bu ülkeyi kandırmanıza artık izin vermeyeceğiz!

Editör: Ahmet Durmuş