1956 yılında Şanlıurfa’nın Eyyübiye Mahallesi’nde J.B. Segal tarafından keşfedilen ve “Cenaze Töreni Mozaiği” olarak bilinen tarihi eser, kültür mirasının karşı karşıya olduğu kaçakçılık tehdidinin bir başka örneği oldu. Şanlıurfa merkezde bir kaya mezarında bulunan bu değerli eser, kısa bir süre sonra parçalanarak yurt dışına kaçırıldı. Mozaik parçalarının bir kısmı Beyrut’taki bir antikacı pazarında ortaya çıktı. Eserin tam olarak ne zaman çalındığı ise hala bilinmiyor.

Cenaze Töreni Mozaiği Urfa

MOZAİK NEYİ ANLATIYOR?

Sanat tarihi ve arkeoloji açısından büyük bir öneme sahip olan mozaikte, sekiz figür dikkat çekiyor. Mozaik, cenaze töreni temalı bir sahneyi betimliyor. Arkalıklı tahtta oturan bir kadın figürü, sağ elini sağa doğru açmış, sol elini ise taht ve sol bacağına dayamış bir şekilde tasvir edilmiş. Pembe renkli elbisesinin üzerinde sarı bir ehram, başında ise köfü ve üzerinde sarı bir yaşmak bulunuyor. Kadının hemen yanında, divana uzanmış bir erkek figürü yer alıyor. Bu figür sol kolunu pembe renkli bir yastığa dayamış, sol elinde çift kulplu bir kâse tutuyor. Gri renkli elbisesi, başındaki başlık ve sakal-bıyığı ile dikkat çeken erkek figür, sağ kolunu sağ bacağı üzerine uzatmış.

Mozaiğin alt kısmında ve arka planda yer alan diğer figürler, dönemin cenaze ritüellerine ışık tutuyor. Arka planda bir kadın ve iki erkek figürü ayakta yer alırken, mozaikte yer alan Süryanice yazıt ise zamanla tahrip olmuş halde. Eserin en dış çerçevesini saran sarı, mavi ve kırmızı renkli saç örgüsü motifli bant ve kırmızı renkli şeritler, mozaikteki zengin süsleme anlayışını ortaya koyuyor.

549 yılına tarihlenen mozaik, miladi takvimde 238 yılına karşılık gelmekte. Mozaik, yalnızca sanatsal değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel açıdan da büyük bir değere sahip.

Cenaze Töreni Mozaiği

Editör: Musa Orak