TÜİK’in son açıklanan adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla Şanlıurfa’nın toplam nüfusu 2 milyon 170 bin 110 olarak kaydedildi. Bu nüfusun 1 milyon 101 bin 546’sı erkeklerden, 1 milyon 68 bin 564’ü ise kadınlardan oluşuyor. Rakamlar incelendiğinde, şehirde erkek nüfusunun kadınlara göre belirgin şekilde fazla olduğu görülüyor. Aradaki fark 30 binin üzerinde ve bu durum Urfa’nın nüfus yapısında erkeklerin hâkim olduğunu net biçimde ortaya koyuyor. Özellikle kırsal bölgelerde erkek nüfusunun yoğunluğu daha da belirgin hale geliyor.
Bu tablo, hem geleneksel aile yapısının etkilerini hem de göç hareketlerinin Şanlıurfa’daki toplumsal cinsiyet dengesine etkilerini gözler önüne seriyor. Kadın nüfusunun daha az olmasının nedenleri arasında evlilik sonrası başka illere yapılan göçler, doğum sonrası kadınların kırsalda yaşamasının daha yaygın olması ve kent merkezine erkek ağırlıklı göçler sayılabiliyor.
Cinsiyet Farkı Toplumsal Dinamikleri Nasıl Etkiliyor?
Erkek nüfusunun kadınlara göre fazla olması sadece istatistiksel bir veri olmanın ötesinde, birçok toplumsal dengeyi de etkileyebiliyor. Örneğin, iş gücüne katılım oranlarında erkeklerin baskın olması, ekonomik alandaki cinsiyet eşitsizliğini derinleştirebiliyor. Ayrıca eğitim, sağlık ve sosyal haklar gibi temel alanlarda kadınların erişim konusunda erkeklere göre daha geri planda kalması da bu dengesizlikle paralellik gösteriyor.
Kadınların sayıca daha az olması, yerel yönetimlerin kadınlara yönelik hizmet politikalarını belirlerken de etkili olabilir. Kadın sığınma evlerinden sosyal destek projelerine kadar birçok alanda, veriler politika üretiminde temel dayanaklardan biri haline geliyor. Toplumun genel yapısında erkek merkezli bir bakış açısının hâkim olması da bu durumu destekleyici bir etken olarak öne çıkıyor.
Nüfus Artış Trendleri Cinsiyet Dengesini Nasıl Etkiliyor?
Şanlıurfa gibi yüksek doğurganlık oranına sahip illerde nüfus artış hızının yüksek olması, cinsiyet dengesini de doğrudan etkileyebiliyor. Her ne kadar doğumlarda cinsiyet oranı doğaya bağlı olarak eşit dağılmaya eğilimli olsa da, kültürel veya sosyal tercihler zaman zaman bu dengeyi bozabiliyor. Kimi bölgelerde erkek çocuk beklentisi, cinsiyet seçimi gibi tartışmalı uygulamaların toplum üzerindeki etkisi de yadsınamaz düzeyde.
Ayrıca kırsaldan kente göç eden erkek sayısının fazla olması da şehir merkezlerindeki erkek nüfusunu şişiriyor. Tarımda çalışan erkeklerin kent merkezlerinde geçici olarak bulunması, özellikle yaz aylarında erkek oranını daha da artırıyor. Uzun vadede bu göç hareketlerinin kadın ve erkek nüfusu arasındaki dengeyi daha da bozması beklenebilir.