Siyasetçi, yazar, sinemacı ve halkın hafızasında derin izler bırakan Sırrı Süreyya Önder, sadece siyasi duruşuyla değil, yaşam öyküsüyle de dikkat çekmiş bir isimdi. Geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Önder’in ardından, merak edilen pek çok detay yeniden gündeme geldi. En çok araştırılan konular arasında ise “Sırrı Süreyya Önder’in eşi kimdi, neden boşandı ve kaç çocuğu vardı?” soruları yer aldı.

Sırrı Süreyya Önder kimdir? Kökeni nereli?

7 Temmuz 1962 tarihinde Adıyaman’da doğan Sırrı Süreyya Önder, kamuoyunda Kürt olduğu sanılsa da, Türkmen kökenli bir Türk’tü. Babası Ziya Bey, Türkiye İşçi Partisi’nin Adıyaman kurucularındandı. Annesi Zeliha Hanım’dır. Henüz 8 yaşındayken babasını kaybeden Önder, çocukluk yıllarında fotoğrafçılık, berberlik ve işçilik gibi çeşitli işlerde çalıştı. 12 Eylül döneminde siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklandı ve yaklaşık 7 yıl cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra hayatını yeniden kurmaya çalışan Önder, inşaatlarda işçilik yaptı, şoförlük yaptı ve zamanla gazetecilik, sinema ve siyasete adım attı.

İlk evliliği Şile’de başladı, dört yıl sürdü

Sırrı Süreyya Önder, 1991 yılında Adıyamanlı bir arkadaşının Şile’deki yazlığında tanıştığı kadınla evlendi. Bu evlilikten bir kız çocuğu dünyaya geldi. Ancak evlilik uzun sürmedi. Çift, yaklaşık dört yıl sonra anlaşmalı olarak boşandı. Ayrılık nedenine ilişkin herhangi bir resmi açıklama yapılmamış olsa da, dönemin yakın çevresine göre bu karar karşılıklı saygı çerçevesinde alındı.

Kızı Ceren Önder ve ailesi hakkında bilinmeyenler

Sırrı Süreyya Önder’in tek çocuğu olan Ceren Önder, 1992 doğumlu. 2015 yılında Emre Abay ile evlendi. Önder’in damadı olan Abay, reklam ve dijital pazarlama sektöründe tanınan bir isim. Serdar Erener’in Alamet-i Farika reklam ajansında ve Cem Boyner’in Morhipo platformunda görev aldı.

Ceren Önder'in özel hayatı kamuoyundan uzak olsa da, Sırrı Süreyya Önder'in kızına olan düşkünlüğü biliniyordu. Röportajlarında kızından "hayatımdaki en değerli varlık" diye bahseden Önder, ailesiyle kurduğu bağı her fırsatta dile getiriyordu.

Sırrı Süreyya Önder’in çok yönlü yaşamı

Sırrı Süreyya Önder sadece siyasi kimliğiyle değil, aynı zamanda sanatsal üretimleriyle de öne çıktı. 2006 yılında senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı “Beynelmilel” filmi, hem sinema çevrelerinde hem de halk arasında büyük ilgi görmüştü. Film, 12 Eylül döneminde Doğu’da yaşanan sıkıyönetim baskısını mizahi bir dille ele alıyordu.

Yine aynı dönemde yazdığı senaryolarda, Maraş Katliamı, Berlin Duvarı’na gecekondu kuran Yozgatlı bir işçi, Keban Barajı inşaatı sürecindeki istimlaklar gibi konulara odaklandı. 2012’de “F Tipi Film”in yönetmen kadrosunda yer aldı.

2010 yılında BirGün Gazetesi’nde köşe yazarlığına başlayan Önder, daha sonra Radikal ve Özgür Gündem gibi gazetelerde de yazılar kaleme aldı. Yazılarında ezilenlerin, işçilerin, emekçilerin ve yoksulların sesi oldu. Mizahı da sıkça kullanan dili, onu okuyucuların gözünde samimi bir figür haline getirdi.

Siyasi duruşu ve mücadelesi

2011 yılında BDP destekli bağımsız aday olarak Meclis’e giren Sırrı Süreyya Önder, daha sonra HDP saflarına katıldı. Barış süreci boyunca İmralı heyetinde yer aldı. 2018 yılında “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 3 yıl 6 ay hapis cezası aldı, ancak 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararıyla tahliye edildi.

Editör: İzzet Akaltun