Ramazan ayında sahur ve iftarda genelde hafif ve doyurucu besinler tüketmemiz gerekir.  Ramazan ayının 29. Gününde Diyetisyen Sinem Göç Güzel’in hazırladığı hafif ve doyurucu sahur ve iftar menü önerilerini sizlere fikir olması için paylaşıyoruz.

İşte 29. Günün sahur ve iftar menüsü şöyle;

Ayrıca Ramazan-ı Şerif’in Fazilet Takvimi ve Günlük Cüz’ de Urfanatik.com’da gün gün okuyucularıyla buluşacak.

RAMAZANIN 29. GÜNÜ SAHUR MENÜSÜ

  • 1 dilim tam buğday ekmek
  • 2 adet yumurta
  • Peynirli omlet
  • Salata

kahvaltı-2

RAMAZANIN 29. GÜNÜ İFTAR MENÜSÜ

  • Etli sarma
  • Cacık
  • Baklava

yemek-5

AYET

İşte Allah, iman edip sâlih ameller işleyen kullarına bu başarı ve kazancı müjdelemektedir. Rasûlüm! De ki: “Tebliğime karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Sizden tek isteğim, akrabaya saygı ve sevgi gösterip insanlar arasındaki kardeşlik ve dostluk ilişkilerini gözetmenizdir.” Unutmayın ki, kim güzel bir iş yaparsa, onu daha güzel işler yapmaya yönlendirir, yaptığı güzelliklerin sevabını da fazlasıyla veririz. Muhakkak ki Allah, çok bağışlayandır, her güzel iş ve davranışın karşılığını bol bol verendir. (Şura Sûresi, 23. Ayet)

Haber Görsel Şablonu Kopyası (20)-1

HADİS

“Sakın babalarınızdan yüz çevirip uzaklaşmayın! Kim babasından yüz çevirirse (bu davranış) nankörlüktür.”

GÜNÜN DUASI

Rabbim! Beni yalnız başıma bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın.

FAZİLET TAKVİMİ

MÜSLÜMANLARIN BAYRAMLARI

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Medîne-i Münevvere’yi teşrif buyurduklarında Medîne halkının eğlenip oyunlar oynadıkları iki günleri vardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v), onlara, “Cenâb-ı Hak, sizlere bu iki günden daha hayırlı olan iki günü -Ramazan bayramı ve Kurban bayramı günlerini- bahşetti.” buyurdular.

Yani Allâhü Teâlâ, ümmet-i Muhammed’e oyun ve eğlence ile geçirilen günler yerine, onlara (Allâh’ı) zikir ve şükürle, af ve mağfiret talebi ile meşgul olacakları iki günü hediye etti, buyurmuşlardır.

Bunlardan birisi, Ramazan orucundan sonraki fıtır bayramıdır. Bu bayram, İslâm’ın temeli ve rükünlerinin üçüncüsü olan Ramazan orucunun tamamlayıcısıdır. Müslümanlar, üzerlerine farz olan Ramazan-ı şerîf orucunu tamamladıkları zaman, geçmiş günahları mağfiret olunur ve ayın sonunda, günahları ile Cehennem’i hak eden nice kimseler, Cehennem’den âzât olunur.

İşte böyle bir ayın sonunda Cenâb-ı Hak, Müslümanlar için bayram yapmayı meşru kılmıştır. Onlar da kendilerini hidayete erdirdiği için Allâhü Teâlâ’ya şükrederek, zikirler yaparak ve tekbirler getirerek bu bayramları ihyâ ederler.

Yine o gün, (bayram) namazı kılmayı ve sadaka(-i fıtır) vermeyi emretmiştir. Çünkü Ramazan bayramı günü, oruç tutanların ecirlerini aldıkları ve bayram namazından af ve mağfiretle döndükleri bir mükâfat günüdür.

Bu bayramlar, Müslümanların dünyadaki bayramlarıdır. Bu bayramların hepsi, Allâhü Teâlâ’ya karşı ibadet ve tâatlerini tamamladıkları ve bu ibadetlere mukabil de Cenâb-ı Hakk’ın kendilerine vaat ettiği ecir ve sevapları ihsân ettiği zaman gerçekleşmektedir.

Nitekim “Bayram, yeni elbiseler ve bineklerle süslenenler için değildir, asıl bayram, ibadetlerini ikmâl edip günahları mağfiret olunanlar içindir.” denilmiştir. Bayram geceleri, kullara Cehennem’den âzât ve mağfiret olunduklarına dair berâtlar dağıtılır. Kim ona nâil olursa onun için gerçek bir bayram olur. Kim de ona nâil olamazsa o, Allah indinde, mahrumlardan olur.

Editör: Halime Çiftçi