Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 tarihinde partisinin grup toplantısında yaptığı çağrı üzerine başlayan Terörsüz Türkiye sürecinde PKK’nın fesih ve silah bırakmaya yönelik kongresi gerçekleşti.

5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen kongrenin detayları henüz açıklanmazken; kongreye ilişkin detayların yakın tarihte açıklanacağı ifade edildi.

DEM PARTİ’DEN AÇIKLAMA

Kongrenin ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) “Tarihi Bir Eşik: Barışın ve Kardeşliğin Yeni Şafağı” başlığıyla 8 maddelik bir açıklama yapıldı.

“Bugün Türkiye yakın tarihin en önemli, en kritik eşiklerinden birine dair tarihi tanıklık içindeyiz” sözleriyle başlayan açıklamanın 8 maddesi şu şekilde:

Dem Parti 8 Maddelik Açıklama

  • PKK’nin tarihi kongre kararlarıyla birlikte elli yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır.
  • Öncelikle, uzun süredir çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık acı tecrübe hepimize göstermiştir. Bugün Türk’ün, Kürt’ün, Çerkes’in, Arap’ın, Alevi’nin, Sünni’nin, bütün kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyor, tüm yitirdiklerimizin anısını kutsal bir emanet olarak koruyacağız ve ortak geleceğimizi inşa edeceğiz.
  • Şimdi ortak ve eşit yaşam iradesini her şeyin önüne koyma vaktidir. Demokratik bir toplumla, özgür siyasetle, evrensel hukuka derinden inanan, demokratikleşme için çalışma ve adanma dönemidir. Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle ikincinin ve silahların değil; siyasetin, değerin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının; ayrımın değil birlikte ve eşit yaşamın sesi yükselsin.
  • Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra, Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin genelinde açığa çıkacak demokratikleşme için başta TBMM olmak üzere tüm siyasal-sivil stratejik kurumların sorumluluk almasını gerekli ve önemli görüyoruz. Hepimize düşen ortak sorumluluğu yükseltmelidir. Toplumsal barış inşası için Meclis’in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesap gözetilmeksizin adalet ve eşitlik ilkeleriyle bu tarihi adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-anayasal zemini birlikte kurmak, ya da en temel sorumluluğumuzdur.
  • Bu tarihi anda, Türkiye’nin demokratik geleceğini kurma fırsatını başarıya ulaştırmak için yürütme erkini de tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi barışın güvencesi olacaktır.
  • Bu sürecin gelişmesinde tarihi bir sorumluluk üstlenen Sayın Abdullah Öcalan’a, barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına, çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli’ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme, geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir. İstiyoruz ki, Türkiye’nin barışı, Ortadoğu’ya umut, dünyaya ilham olsun.
  • DEM Parti olarak, Mezopotamya ve Anadolu halklarına kutsal bir söz veriyoruz: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adımı, süreci zedeleyecek hiçbir eylemi, barışın ruhuna aykırı tek bir sözü hiçbir alana izin vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucusu olarak bu süreci kararlılıkla sürdüreceğiz.
  • Bugün bir adım daha umutla, inançla, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu her son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu halklar barışmayı, ümünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yorgun hep ezilenlerin yanında temiz siyah yolda yürüyecek Asrımızın Sîrrı Süreyya Önder’i bir kez daha anarak tamamlıyoruz.

Editör: Mustafa Payık