Televizyonu açıyorum. Ailece bizi yönetenlerin hırsızlık, arsızlık, adaletsizlik, adam kayırmacılık, kul hakkı gaspı ile bir birlerini suçlamasını duyuyoruz  Sonra ülkenin her tarafından çocuk kaçırma, sokak ortasında kadın dövme, fiyatların fahiş bir şekilde artması yani denetimsizlik almış başını gidiyor haberlerini izliyoruz. O arada Çocuklarla göz göze gelmemeye gayret ediyorum. Çünkü soracakları sorulara o anda cevap bulamayacağımı düşünüyorum. Kim haklı, kim suçlu onu da  bilmiyorum. Çünkü televizyonda atıp tutanların hepsi haklı (!). Hepsi sütten çıkmış ak kaşık maşallah.

Hadi çocukları bir şekilde atlattık. Kabuğumuza çekildik.

Sonrası mı?

Bakıyorum bu belirsizlik içerisinde asıl yaygara başlıyor. Troller, tetikçiler ve üçkağıtçılar ellerini ovuşturuyor. Hemen Sosyal medyada aşağılama ve hakaret istasyonlarını harıl harıl çalıştırılıyor. Taraflar bir birlerine demediğini bırakmıyor.

Ayrıca sistem kara para kasalarıyla bahis baronlarının tam da istediği kıvama geliyor. Sosyal medyadaki o pozisyon kadavraları da buna zemin hazırlıyor. Ve herkes istediğine kavuşuyor. Neye mi?

Tabi ki bol paraya.

Haşa!

İnsanların kazandıkları parada gözümüz yok ama nasıl kazanıldığı bilinmeyen ya da bu kadar para kazanmasına ihtimal verilmeyen züppelere hesap sorulmaması dokunuyor bizim gibilere.

Sonuç olarak ey yöneticiler,

Yeter artık insanlar bu hikayelerden sıkıldı ve bunaldı.  Birazda güneşin doğuşunu anlatın insanlara. Gecelerin zehir olmasını yeteri kadar gösterdiniz zaten.