TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de 15 yaş ve üstünde obezite görülme oranı yüzde 20’yi aştı. Bu orandan yola çıkarak yapılan hesaplama, Türkiye’deki her 100 kişiden 35’inin ‘obez öncesi’ kategorisinde yer aldığını gösteriyor. TÜİK’in ‘Türkiye Sağlık Araştırması’nda kadınların yüzde 24,8'inin obez ve yüzde 30,4'ünün obez öncesi, erkeklerin ise yüzde 17,3'ünün obez ve yüzde 39,7'sinin obez öncesi olduğu görülüyor.
SADECE BİZİ SOĞUKTAN KORUYAN YA DA FAZLALIK OLARAK GÖRÜRÜZ
Uzman Diyetisyen Hıdır Sulak,”Obezite beden kitle indeksinin bazı parametreler arasında değişkenliğine bağlı olarak derecelendirilen bir rahatsızlık türüdür. İdeal aralık 18,5 ile 25,5 aralığıdır sağlıklı bireyler için tabii bunlar yaş parametrelerine göre lokal değişiklikler gösterebilmektedir. 25,5 ile 30 arasına hafif kilolu bireyler demekteyiz. 30 ile 35,5 arasına tip1 obezite, 35,5 ve üzerine tip2 obezite diye isimlendirmekteyiz. Genelde obezite diye bilinir ama kilolayla ilgili rahatsızlıklar beden kitle indeksinin 18,5 in altına düşmesi anorektik durumlardır. Bunlarda metebolizmada ki kas ve yağ dokusunun aşırı miktarda düşmesine sebebiyet veren durumdur. Biz yağları sadece bizi soğuktan koruyan ya da fazlalık olarak görürüz ama yağlar sinirsel iletişim dahi bir çok organın yada uzvun görevini yerine getirmesinde de rol almaktadır.’’dedi.
BELLİ BİR ORAN ÜZERİNE ÇIKMASI BAZI RAHATSIZLIKLARA SEBEBİYET VERİR
Sulak, ‘’Obezite genelde metebolizmada yağ oranın yükselmesiyle alakalı bir durumdur yağ oranının belli bir oran üzerine çıkması tabii bazı rahatsızlıklara sebebiyet verir. Bunların birincisi tabii ki kalp damar rahatsızlıklarıdır. Aşırı miktarda kan değerlerinde özellikle kolestrol iyi huylu dediğimiz hld (Karaciğere kolestrol taşıyan bir lipoprotein sınıfı) düşmesi kötü huylu dediğimiz ldl (düşük yoğunluklu lipoprotein) yükselmesine sebebiyet vemektedir. Bu da metebolizmada bazı aksaklıklara sebebiyet veriyor. Bunun dışında diyabeti tetikler, onkolojik rahatsızlıkların artmasına neden olur. Aşırı miktarda yağ birikimi aynı zamanda anemiye sebebiyet verir. Bu şekilde sıralayacağımız bir çok rahatsızlık vardır ve bizde genelde şunu deriz: metebolizmada ki farklılıklar veya rahatsızlıklar sizin kan değerinizde ki bazı parametrelerin olması gerekenin dışında seyrettiğini gösterir.’’dedi.
YAŞ ARALIĞI YOK!
Sulak, ‘’ Obezitenin genelde belli bir yaş aralığı yok. Zaten hayatın her anlamında karşımıza çıkabilir, bu doğumdan vefat edinceye kadar karşımıza çıkabilecek bir problem, ama ortaya çıktığı aralığı üzerine gidileceği dönem çok önemlidir. Kadınlarda ve erkeklerde bu belli aralıklarda değişkenlik göstermektedir. Kadınlarda en çok 45-50 yaş sonrası obezite oranı artış gösterir. Bunun en büyük sebeplerinden biri de kadınların menepoza girdikten sonra kanlarındaki höstrojen hormonunun düşük çalışması buna bağlı olarak testestoron hormonuyla bir denge içine girmesi. Bu da kadınlarda vücut kilo toplama tipi olan android tipten apple tipe geçişi sağlıyor. Android tip dediğimiz kilo alma biçimi genelde basenlerde aşırı miktarda kilo birikimine sebebiyet vermektedir erkeklerde ise apple tip yani elma tip dediğimiz özellikle batım boşluğu bel çevresi simit dediğimiz göbek simitinin etrafında yağlanmaya sebebiyet vermektedir. Kadınlarda belli bir dönemden sonra android dönemde biriktirdiği yağ dokusuna müteakip ve birde apple tipi yağ dokusu biriktiğinde obezite bir az daha fazla görülmeye başlanıyor. Erkeklerde ise bu durum Urfa da sunu diyeceğim: evlendikten sonra oluyor yeni gelinler evlilik maharetlerini göstermeye çalışıyor, bunun için yağlı şekerli besinleri dayıyorlar. Hayatımızın her alanında yediğimiz tükettiğimiz besinlere dikkat etmeliyiz.’’dedi.
BAŞVURACAĞINIZ VEYA SİZE YARDIMCI OLACAK KİŞİLER DİYETİSYENLERDİR
Sulak, ‘’Obezite için tabii genelde Türkiye’de ki sağlık sisteminden bahsedecek olursak, ilk önce hastaneye başvurduğumuzda dahiliye servisine başvururuz yada endokrinoloji servisine buradan diyetisyene yönlendirilirsiniz. Bu konuyla ilgili başvuracağınız veya size yardımcı olacak kişiler diyetisyenlerdir. Diyetisyenlere gittiğinizde size ilk olarak tam kan sayımı hemogram veya diğer gerekli gördüğü kan tahlillerini isteyeceklerdir. Her birey kendine özgüdür. Çünkü oluştuğu obezitenin kişiye özgü oluşma durumu da mevcut bir sorunu çözmek için ilk önce sorunun nereden kaynaklandığını tespit etmek gerekiyor. Yani şöyle söyleyebiliriz: tedaviye geçmeden önce teşhis tanı kısmı bizim için önemli ilk önce sorunu çözmek gerekiyor. Farmakolojik bir etken gerektirmiyor ise sadece beslenme düzeniyle alakalı bir durum ise diyetisyen gerekli diyet programlarını oluşturarak direkt tedaviye başlar, ama bunun yanı sıra günümüzde psikolojik etkenler bunun dışında fizyolojik olarak bazı organların bezlerin eksik veya noksan çalışması veya fazla çalışması. Bu tür durumlarda tespit edildiğinde endokrinoloji servisine ya da diğer servislerden farmakolojik destek alarak diyet tedavisine devam edilebilir.’’ İfadesini kullandı.
AÇ KALINCA KİLO VERECEĞİNİ ÇOK YİYİNCE KİLO ALACAĞINI DÜŞÜNÜYORLAR
Sulak, ‘’Toplumumuzda şöyle bir sorun var aç kalınca kilo vereceğini spor yapınca kilo vereceğini çok yiyince kilo alacağını düşünür. Kısmen doğru ama ben hep şunu söylerim biz bu mesleğin eğitimini almış yıllarımızı vermiş. İnsanlarız sokakta herhangi birine mikrofonu çevirdiğimizde, örneğin Ayşe teyze olsun: kilo vermek istiyorum Ayşe Teyze dediğinizde size dediği şey şu olacak ‘ekmeği kıs yavrum, azıcıkta koşuver yavrum’ diyecek bir diyetisyene de geldiğinizde aynı cevabı alıyorsanız bunda bir sorun var demektir. Ben genelde danışanlarıma şunu tavsiye ederim verdiği kilonun kalıcı olmasını da istiyor ise aç kalmadan ve spor yapmadan kilo verme evresini tavsiye ederim. Burada altını çizeyim sadece kilo verme evresinde spor yapmasını istemem. Belli bir aşamaya kadar, çünkü verdiği kilonun kalıcı olmasını isterim. Bir insan aç kalarak ya da spor yaparak kilo verirse açlığı ya da sporu bıraktığında verdiği kiloyu geri alacaktır. Ben hep şunu derim: bu metotla kiloyu verin kilonuzu sonra sabitleme protokolü vardır. Bu protokole uyun hayatınızda sadece bir defa diyetisyenin kapısını çalın, işiniz bittiğinde ben dahil hiçbir diyetisyene ihtiyacınız kalmasın…’’ şeklinde konuştu.
Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.