Koronavirüs salgını dünya üzerinde can almaya devam ediyor.  Koronavirüs görüldüğü günden bu yana başta sağlık olmak üzere, ekonomi, eğitim, yaşam gibi alanları olumsuz etkilerken bunlardan bir tanesi de psikoloji üzerindeki olumsuz etkisi oldu. Salgından kaynaklı insanların ölüm korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu panik, aşırı telaş ve uykusuzluk gibi nedenler insanların psikolojisini kötü etkilerken, buna bağlı olarak koronafobi denilen psikolojik hastalığında ortaya çıkmasına neden oldu.

Şanlıurfa Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Mehmet Asoğlu, pandemi sürecinde Şanlıurfa’da koronavirüs korkusu nedeni ile koronafobi denilen pisikolojik hastalığın ortaya çıktığını ve obsesif, kompulsif hastalarında artış yaşandığın bilgisini verdi.

Koronavirüsün insanlar üzerindeki bıraktığı olumsuz etkilerin içinde psikolojik etkilerinin ele alınmadığını belirten Doç.Dr. Mehmet Asoğlu, “Yaklaşık on aydır koronavirüs diye bir salgın ortaya çıktı ve pandemi haline geldi. Şimdiye kadar koronavirüsün biyolojik etkilerini nedensel, bedensel hastalıklara yol açtığı konusu konuşuldu. Bu kapsamda olayın psikolojik boyutunun pek fazla ele alındığını düşünmüyorum. Ancak şunu unutmamak gerekir ki insan; biyo, pisiko ve sosyal bir varlıktır. İnsanların bedensel yönü dediğimiz gibi insanların psikolojik yönlerini de vardır. Bunların sağlık olması ile ancak sağlıklı bir birey oluşur. Bunlardan bir tanesi eksik olduğu zaman insan sağlıklı olamıyor. Bir insan bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı fakat sosyal bir sorun olduğu zaman örneğin bir veba hastalığı olduğu zaman bunlar insanların psikolojisini etkileyecektir.” İfadelerini kullandı.

“KORONA KORKUSU ‘KORONAFOBİ’ KAVRAMINI ORTAYA ÇIKARDI”

 Koronavirüs salgını da aynı şekilde psikolojik olarak insanlar üzerinde olumsuz bir etki bıraktığına dikkat çeken Asoğlu, İnsanlar öyle bir noktaya geldi ki korona korkusu ‘Koronafobi’ kavramını konuşmaya başladık. Koronafobi; koronavirüs korkusuna bağlı olarak ölüm korkusu, yakınlarını kaybetme korkusu, aşırı bir telaş, konsantrasyon, dikkat bozukluğu, uyku bozukluğu ve işlevselliğin bozulmasıdır.  Koronafobinin daha da ilerlemesine bağlı olarak korona panorayası gibi bir kavramla karşı karşıyayız. Herkesi korona pozitif veya korona negatif göre kişi değerlendirip buna göre yaşıyor. Artık insanlar etrafındaki herkesin korona olarak görmesi ise koronayak olmasın sonucunu doğuruyor. Tüm bunlarda ciddi anlamda insanların hayatı üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır.”sözlerine yer verdi.

“OBSESİF VE KOMPULSİF HASTALIĞINDA ARTIŞ YAŞANDI”

Doç.Dr. Mehmet Asoğlu, “Biz psikiyatri olarak başka hastalarımızın da buna bağlı olarak ciddi anlamda tetiklediğini söyleyebiliriz. Örneğin obsesif ve kompulsif takıntı ve zorlantı hastalığında ciddi anlamda bir atış söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Kaygı bozukluğun, panik bozukluk ve depresyon gibi durumlarda artışlar görülmektedir. Bu durumla bize gelen hastalarımıza koronanın insanlar üzerindeki etkisini, bedensel ve psikolojik olarak anlatıyoruz.”diye konuştu.

 “BEŞ DUYU ORGANIMIZIN ALTINCISI MASKEDİR”

Maske hayatımızın bir parçası haline geldiğini söyleyen Asoğlu,”Beş duyu organımız var bunlardan altıncısının maske olduğunu söyleyebilirim. Maskesiz bir hayat artık düşünülemiyor. Okullarda, hastanelerde, ,iş yerlerinde, pazarda, çarşıda maskesiz dolaşmak biliyorsunuz ki yasak. Bu durumda insanlar artık alışmak zorundadır.  Hastalarımıza koronavirüsü anlatıyoruz. İnsanların üzerindeki en büyük korku ise ölüm olduğunu diyebiliriz. koronanın çok düşük bir oranda görüldüğünü ancak tedbirlerimizi de almamız gerektiğini söylüyoruz. İnsanların kesinlikle işlerine gitmesi gerektiğini ama önlemlerini almaları gerektiğini ifade ediyoruz. İşin içinde birde kader konusu giriyor. İnsanların ömrü ne bir saniye ileri nede bir saniye geri gidiyor. Ecel birdir tekabül etmez ve değişmezdir. Biz tedbirimizi sonuna kadar alacağız. Normal işlevselliğimize devam edeceğiz. Pandemi sürecinde kaygı hastalığında artışın yaşandığını söyleyebiliriz. Bunların içerisinde de koronafobide yer almaya başladı. Buna yönelikte görüşmeler yapıyoruz. Bazı ilaç tedavilerinde d bulunuyoruz. Hastalarımızı daha sık kontrole çağırıyoruz.”sözlerini kullandı.

“İNSANLAR SEVDİĞİ İŞLERLE MEŞGUL OLMALIDIR”

Şanlıurfa Harran Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Mehmet Asoğlu Eğitim yönünden tabii ki bir dezavantaj teşkil ettiğini belirterek şu ifadelere yer verdi, “Bizimde öğrencilerimiz var uzaktan eğitimin verici olduğunu düşünmüyorum. Ama ne kadar eğitim verebilirsek faydalıdır düşüncesi ile bu uzaktan eğitimin uygulanması gerekiyor. İşin uzmanları bu konuda konuşuyor önerileri sunuyoruz bizde bu yönde uyguluyoruz. Ailelerde her zaman olduğu gibi destekleyici nitelikte olmalıdır. Kornavirüsü çocuklarına anlaşılır bir şekilde anlatmalı ve tüm tedbirleri almalıdır. Çocuklara genel olarak etkileyici bir durumu olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin benim 18 yaşında bir hastam vardı koronavirüs sürecinde aşırı bir korku ve panik oluştu bana geldi. Şunu söyledim kendisine şimdiye kadar haberlerde hiç koronadan çocukların öldüğünü gördün mü diye sordum oda hayır dedi.  Daha çok erişkin ve ikinci bir hastalığı olanlar üzerinde etkili oluyor. Çocukları ve gençleri çok fazla etkilemektedir. Öncelikler herkesin işini yapmasını tavsiye ediyoruz. Kişinin dışarı çıkması gerekiyorsa çıkmalıdır. İnsanların sevdiği şeylerle meşgul olması gerektiğini örneğin sürekli korona haberlerini takip etmemeliler. Korona yokmuş gibi davranmalı ama tüm önlemlerini de almalıdır. Beslenmeye dikkat edilmelidir. Bağışıklığı güçlendirilmelidir. Spor yapılmalıdır. Kişi sevdiği şeylerle meşgul olmalıdır.”diyerek sözlerini tamamladı.