Ülkemizde 7 aydır mücadelesini verdiğimiz koronavirüs salgını etkisini artırarak devam ediyor. Virüse yakalanan hastaların kimi hiçbir belirti olmadan süreci atlatırken kimisi ise ağır bir süreçten geçiyor ki bazıları ölümle sonuçlanıyor.
Şanlıurfa’da da vakaların görülmesinden bu yana fedakarca görevlerinin başında olan doktorlar, hemşireler ve sağlık çalışanları zorlu süreçte hizmet vermeye devam ediyor. Özellikle koronavirüs yoğun bakım ünitesinde görev yapan doktor ve hemşireler, salgını ağır geçiren hastalarla tedavinin yanında bir de arkadaşlık kuruyor, bazen de psikolojik olarak yanlarında oluyorlar.
Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi covid-19 yoğun bakım ünitesinde hizmet veren Yoğun Bakım Uzmanı Doktor Ahmet Birdal, koronavirüsün “yoğun bakım” sürecini Urfanatik mikrofonlarına anlattı.

“EN BÜYÜK SIKINTI HASTALIĞIN ÇOK CİDDİYE ALINMAMASI”

Yoğun Bakım Uzmanı Doktor Ahmet Bindal; “Aslında olayın en büyük sıkıntısı bu hastalığın çok ciddiye alınmaması olmuştur. Her ne kadar valiliğimiz, il sağlık müdürlüğümüz ve Bakanlığımız bu konuda farkındalık oluşturmak anlamında çok çabalamış olsa da maalesef halk tarafından çok algılanmıyor. Bu hastalıkta şöyle bir realite var sonuçta herkes yoğun bakıma düşmüyor, çok büyük oranda bulunan hastalar ise evinde iyileşiyorlar. Bazen bunlar Asemtomatik dediğimiz hiçbir belirti göstermeden ve hiçbir şikâyeti olmadan sessiz sessiz geçirebiliyorken, bazen hafif gribal semptomlarla mevsimsel gribi taklit eden semptomlarla geçiriyorlar. Dolayısıyla yoğun bakımları görmedikleri için olayı çok ciddiye alamıyorlar maalesef, en büyük sıkıntımız da bu aslında” sözlerine yer verdi.

“YOĞUN BAKIMA SADECE YAŞLILAR DÜŞMÜYOR”

Uzman Doktor Bindal; “Biz bu sürecin başından bu yana çok ciddi bir şekilde yoğun bakım hastası takip ettik, yaklaşık 46 tane erişkin yoğun bakım yatağımız var ki burada genel olarak şöyle bir algı var; yaşlı hastalar ve ek hastalığı olan hastalar yoğun bakıma düşüyor. Ancak bu sürecin başında bunları görüyorduk ama şu an geldiğimiz bu tabloda hiçbir hastalığı olmayan orta yaş ve ileri yaş hastalar ya da genç hastaları takip etmeye başladık çünkü çok ciddi solunum sıkıntısı ile geliyor buraya. Öncesinde hiçbir hastalığı bulunmayan, sigara içmeyen hiçbir şeyi olmayan kişiler hani sorunsal anlamda söylüyorum bunu, buraya geldiklerinde çok ciddi nefes darlığı ile geliyorlar ki düşünün bilinciniz açık ve boğuluyorsunuz ve bu aslında çok ciddi bir olay. Tabi ki son zamanlarda muhtemelen Bakanlığın ya da müdürlüğün yaptığı çalışmalarla yoğun bakım hastalarıyla alakalı durum az çok vatandaşlar tarafından farkına varılmış olsa da yoğun bakım içerisine girmedikleri için o gerçeği çok fazla idrak edemiyorlar” dedi.

“25 YAŞINA GELMİŞ HASTAYI DA KAYBETTİK”

Şimdi aslında şöyle bir şey var net olarak şu ayrımı yapamıyoruz ki hangi hastalar iyi geçirecek, bunun net ayrımı yapılamıyor diyen Uzman Doktor Ahmet Bindal; “ama bu sürecin başından bu yana edindiğimiz tecrübeler bizi şunu düşünmeye başladı özellikle 50-55 yaşın üzeri ve ek hastalığını olanlar yoğun bakımlarda daha fazla yatıyorlar. Biz böyle deyince bazen yanlış anlaşılıyor ben gencim bana bir şey olmaz denilebiliyor ama genç hastaları da takip ediyoruz. Benim ısrarla altını çizerek söylemek istediğim bana bir şey olmaz demeyin çünkü bakın bizler genç bir kişi olarak korkuyoruz bize bulaşacak diye yani bunun tüm vatandaşların farkına varması gerekiyor. Az önce bahsettiğim gibi ek hastalığı olanlar daha ağır seviyeden grup daha ağır seviyededir ama şunu da biliyoruz ki maruz kaldığı viral yük dediğimiz virüs miktarı bizim için çok önemli yani hastalığın seyri nasıl geçecek öncesi beslenme bozukluğu ve iminogenetikler dediğimiz ya da halk arasındaki basit tabirle bünye diyeceğim. Bazen her şeyi değiştirebiliyor yani biz burada 95-100 arası hastaları da takip ettik hiçbir sıkıntısı olmayan sadece genel durum bozukluğu olan ve yoğun bakıma gelmiş olan hastalar ama 25 yaşında hastayı da kaybedebildik yani bunda işte bu seferde iminogenetik durumları ortaya çıkıyor” ifadelerine yer verdi.

“MASKE BİZİ BUNALTIYOR DİYENLER, BİZİM TAKTIĞIMIZ MASKELERİ GÖREBİLSELER”

Yoğun Bakım Uzmanı Doktor Ahmet Bindal; “Maske, sosyal mesafe ve el yıkamaya son derece dikkat etmemiz lazım çünkü bu hastalığın bulaş yolları belli damlacık yoluyla solunum yoluyla bulaşıyor. Tek yapacağımız sadece bir maske olurken bazen şunları duyabiliyoruz ’maske beni çok bunaltıyor hocam’ diyorlar. Bizim burada taktığımız maskeleri bir görseniz, boğulurcasına takip ettiğimiz o hastaları bir görseniz nasıl ağır bir tablo olduğunu göreceksiniz. Yani maskeyi takalımda biraz sıkılalım çünkü maskeyi takmak yoğun bakıma düşmekten daha iyidir ve sosyal mesafeye dikkat etmek lazım birde el yıkamaya özen göstermemiz lazım. Yoğun bakımda ziyaretçi alamadığımız için yatan hastaların yeme ve içme dahil tüm ihtiyaçları ise yoğun bakımdaki sağlık çalışanları tarafından gideriliyor. Koruyucu kıyafetin altında saatlerce ter döken sağlık çalışanları, hastaların hem tedavisini gerçekleştirirken hem de onlara psikolojik destekte de bulunuyor. Bu süreçte birinci basamak bu aslında çünkü bizim sonradan yaptığımız tedaviler destek amaçlıdır ki bizim ilk basamağı yapmamız ve bu hastalığa yakalanmamak olmalı. Salgına karşı yapacağımız bu 3 hamle bizi hayata bağlayacaktır” sözlerine yer verdi.

“VAZİFE UĞRUNA VEFAT EDEN DOKTORLARIMIZI ŞEHİT OLARAK GÖRÜYORUZ”

Son olarak sağlık çalışanları için konuşan Doktor Bindal; “şunu eklemek istiyorum bu hastalığın dinamosu hastaneler, sağlık ocakları, doktorlar, hemşireler ve sağlık çalışanları oldu. Burada hayatını kaybeden meslektaşlarımız ve mesai arkadaşlarımız ve hocalarımız oldu. Öncelikle ben onlara rahmet dilemek istiyorum gerçekten verdikleri emekler karşısında biz onları şehit olarak görüyoruz çünkü bir vazife uğruna hayatını kaybeden insanlar bunlar bizim için. O yüzden hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum aktif olarak görev yapmakta olanlara ise çok teşekkür ediyoruz” dedi.