Son yıllarda özellikle gençler arasında yaygınlaşan anoreksiya nervoza, psikolojik kökenli ciddi bir yeme bozukluğu olarak karşımıza çıkıyor. Vücut algısında bozulma, aşırı zayıflama isteği ve yemek yeme korkusuyla gelişen bu hastalık, zamanında müdahale edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. “Anoreksiya hastaları ne hisseder?”, “Anoreksiya ölümcül müdür?”, “Anoreksiya nasıl tedavi edilir?” gibi sorular, bu hastalık hakkında en çok merak edilenler arasında yer alıyor.

Anoreksiya Nedir, Kimlerde Görülür?

Anoreksiya nervoza, bireyin yemek yemeyi reddetmesi, aşırı kilo verme isteği ve kendini sürekli kilolu görmesiyle karakterize edilen bir psikolojik rahatsızlıktır. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Ancak son yıllarda erkek bireylerde de artış gözlemlenmiştir.

Anoreksiya Hastaları Ne Yaşar?

Bu hastalığa yakalanan kişiler, sürekli olarak kilo alma korkusu yaşar. Aynaya baktıklarında kilolu olduklarını düşünürler, bu yüzden de besin alımını ciddi oranda kısıtlarlar. Genellikle şu belirtiler görülür:

  • Aşırı kilo kaybı

  • Yemek yeme korkusu

  • Sürekli kalori hesaplama

  • Aşırı egzersiz yapma

  • Adet düzensizliği (kadınlarda)

  • Depresyon, kaygı ve izolasyon eğilimi

  • Konsantrasyon bozukluğu ve halsizlik

Bu belirtiler hem fiziksel hem de ruhsal anlamda kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür.

Anoreksiya Ölümcül Müdür?

Evet, anoreksiya tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilecek ciddi bir hastalıktır. Dünya genelinde en yüksek ölüm oranına sahip psikiyatrik hastalıklar arasında yer alır. Ölüm, genellikle kalp durması, organ yetmezliği ya da intihar nedeniyle gerçekleşir. Bu nedenle anoreksiya, hafife alınmaması gereken bir rahatsızlıktır.

Anoreksiya Tedavisi Nasıl Yapılır?

Anoreksiya tedavisi genellikle uzun süreli ve çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Tek başına ilaç tedavisi yeterli değildir. En etkili tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Psikoterapi: Bireysel terapi (özellikle bilişsel davranışçı terapi) hastanın yemekle ilgili olumsuz düşüncelerini değiştirmeyi hedefler.

  • Aile terapisi: Özellikle genç bireylerde, ailenin tedaviye dahil edilmesi oldukça etkilidir.

  • Beslenme danışmanlığı: Bir diyetisyen eşliğinde, kişinin sağlıklı bir şekilde kilo alması sağlanır.

  • Gerekirse ilaç kullanımı: Depresyon ya da anksiyete gibi eşlik eden rahatsızlıklar için ilaç tedavisi uygulanabilir.

  • Hastaneye yatış: İleri seviyede zayıflık ya da hayati risk taşıyan durumlarda hastaneye yatış gerekir.

Anoreksiya Hastaları Kaç Kilo Olur?

Bu sorunun kesin bir cevabı olmamakla birlikte, anoreksiya hastaları genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) 17’nin altına düşecek kadar zayıflar. Bazı vakalarda 35-40 kilo seviyelerine kadar düşen bireyler görülmektedir. Ancak anoreksiya sadece kilo ile değil, aynı zamanda kişinin yeme davranışı ve psikolojisiyle de ilgilidir.

Anoreksiya Neden Olur?

Anoreksiyanın oluşumunda birçok etken rol oynar. Genetik yatkınlık, çocukluk döneminde yaşanan travmalar, medya ve güzellik algısı, düşük benlik saygısı ve mükemmeliyetçilik gibi psikolojik faktörler hastalığın temel nedenleri arasında yer alır. Sosyal medya üzerinden yayılan “zayıf beden” idealinin de bu süreci tetiklediği bilinmektedir.

Anoreksiya Hastaları Ne Yemeli?

Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde hazırlanan özel beslenme programları uygulanır. Bu programlar, hem kalorisi dengeli hem de vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri sağlayacak şekilde planlanır. Protein, sağlıklı yağlar ve kompleks karbonhidrat içeren besinler önceliklidir. Ancak en önemlisi, kişinin bu besinleri tüketmeye psikolojik olarak da hazır hale gelmesidir.

Anoreksiya Hastaları Toplumdan Neden Uzaklaşır?

Bu hastalığa sahip kişiler genellikle çevresel baskıdan ve yargılanma korkusundan dolayı sosyal ortamlardan uzaklaşırlar. Yemekli davetler, sosyal etkinlikler ya da aile yemekleri gibi ortamlarda kendilerini huzursuz hissederler. Bu da zamanla yalnızlaşmalarına ve depresyona sürüklenmelerine yol açabilir.

Anoreksiya İyileşir Mi?

Evet, anoreksiya doğru tedavi ile iyileşebilir. Ancak tedavi süreci sabır gerektirir ve bireysel farklılıklar gösterir. Erken teşhis ve profesyonel destek, iyileşme şansını artırır. Bazı hastalar tamamen iyileşirken, bazıları uzun süreli kontrol altında yaşamlarına devam eder.

Kaynak: Haber Merkezi