İpini sahibine teslim eden kuklaları satın almakla elde edilen rant, kendileri hakkında eleştiriyi yasaklayan ağızlara çekilmiş paralı banttı anlaşılan.

Hadi bakalım!

Gazzeye yardım.

Gazze için yürüyüş

Gazze için basın açıklaması

Bir kaç afili sözden başka bir şey yapılmadı.

Hep görüntüye oynama. Başkada bir şey yoktu.

Hatta ramazandan çıktık. Yediğimiz şeyleri düşündüğümüz kadar insanlığı düşünmedik. Zulmü düşünmedik.

Haksızlığı düşünmedik.

Ölen öldürülen çocukları ve kadınları düşünmedik.

O iftar sofrası senin bu iftar sofrası benim dolanıp durduk. Sonrada onunla övündük. Anlaşılan zulme kulakları kapalı olanların yürekleri de kapalıydı. Bir türlü insanlığın hafızasına adaleti, hakkı hukuku, insanın insana zulmünü anlatamadık.

Göremediler insanlık nerede?

İnsanlık ne alemde kimsenin haberi yoktu.

Sonra da yeri gelince ne acıdır ki kör bakışlarla izledikleri Filistin’i görmek olarak algılıyorlardı.

Hadi bakalım görün ve duyun.

Gazze yardım almıyor

Gazze nefes almıyor.

Gazze düştü.

Gazze bitti.

Gazze öldü.

Evet yanlış duymadınız Gazze öldü. İnsanlık öldü. Kalan insanlık kırıntılarına Allah uzun ömürler versin diyeceğim. Ama insanlık kaldı mı?

Kaldıysa da hikayede kaldı.

Adı kaldı Filistinli çocukların

Son sözümde içinde bulunduğum siz basın mensuplarına!

Haksızlığa kalem oynatmak dünyanın her yerinde bu meslek için onurdur. Ama ona da itidalli yaklaşmak artık mesleğin gereği haline geldi. Sebebi ise hak etmediğin muamelelere maruz kalma korkusu. O yüzden bütün haksızlıklara adaletsizliklere hatta insafsızlıklara mesafeli yaklaşmak zorunda olmak acı verici. Kusura bakmayın ama şifreleriniz çözüldüğü halde hala yanlışların arkasında duruyorsanız size de yazıklar olsun.

Bari bundan sonra basın etiketine ayrıcalıklı davranın ve inatla insafsızlığı, adaletsizliği, haksızlığı, hukuksuzluğu yazılarınızla, davranışlarınızla ve tepkilerinizle çürütün.