Güneydoğulu Gazeteciler Çaykur'u Ziyaret Etti

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) ‘Basın Mensupları Gönül Elçisi'

Güneydoğulu Gazeteciler Çaykur'u Ziyaret Etti
Video için play'e tıklayın

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) ‘Basın Mensupları Gönül Elçisi’ projesi kapsamında Şanlıurfa, Batman, Kilis, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, ve Gaziantep illerinden 32 basın mensubu Trabzon ve Rize gazetecileri Çaykur Genel müdürü İmdat Sütlüoğlu'nu ziyaret etti.

Çaykur Genel müdürü İmdat Sütlüoğlu aralarında Şanlıurfa'nın olduğu Güneydoğu'dan gelen gazetecileri Ziraat çay bahçesinde ağırladı.

Gelen gazetecilere Rize çay'ı hakkında bilgi veren Çaykur Genel müdürü İmdat Sütlüoğlu, " Burası Türkiye’deki çay ile ilgili her türlü çalışmanın yapıldığı yerdir. 90 yıl önce bu tarihi mekanda çayın buralarda yetiştirilip yetiştirilmeyeceği araştırılmıştır. Yaklaşık 20 yıl gibi çalışmanın ardından çay yaygınlaştırılmıştır. Burada 200 üzerinde yaklaşık ağaç türü vardır. Biz bu türleri arttırmaya çalışıyoruz. Onları ayakta tutmaya çalışıyoruz bölgeye adapte etmeye çalışıyoruz.

Aynı zamanda çay çeşitlerini oda bir ağaçtır ama çeşitleri var. Verimli olan var verimsiz olan var sert olan var Güneydoğu Anadolu Bölgesinin daha çok sevdiği çay türüdür. Onun türünü de burada yetiştirmeye çalışıyoruz inşallah iler ki yıllarda halkımızın istediği her türlü damak tadına uygun çay bitkilerini bu topraklarda yetiştireceğiz.

Aslında çay projesi Osmanlı Devleti dönemine denk gelen bir projedir. Osmanlı Devleti kendi topraklarında çay yetiştirmek istemiştir. Bununla ilgili denemeler yapmıştır ama bir türlü başarılı olamamıştır yanlış yerlerde yapılmış bu denemeler. Ama bu çalışmaları bırakmamıştır Osmanlı 2. Abdülhamid Han döneminde çalışmalar yapılmıştır hata Batum topraklarında yetişen çayın toprak yapısını analiz edip bizim topraklarımızda buna uygun hangi toprak varsa çayı orada uygulamaya başlamıştır ama birinci dünya savaşı harbinden dolayı bu proje askıda kalmıştır. Daha sonra günümüzün devleti olan Türkiye Cumhuriyet savaştan sonra hemen bu projeyi hayata koymaya başlamıştır. 1924 senesinde çay kanunu çıkıyor ve bu topraklarda ve şuanda Dünya’da çay üretiminde 5’nci büyük üreticiyiz. Bunu dünya pek bilmez ama biz 5’nci büyük üreticiyiz. Çin, Hindistan, Kenya ve Sirilankayadan sonra en çok çay Türkiye’de yetişiyor.

Çay dünyada genelde tropik veya yarı tropik sıcak iklim kuşaklarında yetişiyor. Buralarda havalar çok sıcak ve rutubetli olduğu için çok sayıda haşereler vardır. Bazı yerlerde 30-40 çeşit bazı yerlerde 70-80 çeşit vardır. Ve çay bir ağacın filizidir, çayı daha toplamadan önce haşere ilacı ile adeta çayı yağmur yağıyor gibi ıslatıyoruz. Ve haşereler öldükten sonra çayı topluyoruz yoksa aksi takdirde kaçak çay dediğimiz o çayın içi gibi haşerelerle dolu olurdu. Tabi bu yetmiyor fabrikalar işyerlerindeki filtrasyon sistemi ile tabi hepsi ölmüyor oralarda da geriye kalanları temizliyorlar. Tamam, bunları temizliyorlar ama o haşere zehri dediğimiz kimyasal çayın bünyesinde kalıyor. Çay kuru yapılan bir işlemdi hiçbir işleminde suyla temas edilmez. Biz o yabancı çayları içerken o haşereleri de içiyoruz. Oda çok zararlı bir maddedir, kanserojendir, damar tıkanıklıklarına yol acar ve bu kimyasal maddeyi insanlar çayla birlikte vücutlarına alıyorlar.

Ve bu dönemde çay üreten ülkeler ve çay tüketen ülkeler arasında bir pestisit savaşı var. Biz en kuzey iklim kuşağında çay yetiştiriyoruz, çayımızın tamamının üzerine kar yağıyor ve haşere barındırmıyor bizim çayımız. Dolayısı ile biz dünyanın en sağlıklı en güzel çayını yetiştiriyoruz.

Biz Güneydoğuda, Diyarbakır’da Urfa’da 300 bin eve gittik ÇAYKUR olarak. Çaylarımızı ikram ettik. Bizim çaylarımız iyi demlendiğinde ve bide demleme alışkanlığı farklıdır, böyle 15 dakika bekletip çayımızı içtiğimizde Güneydoğu’da yaşayan kardeşlerimiz o zaman bizim çayımızı kaçak çaydan daha çok severler.

Çayın en değerli şeyi açmamış tepe tohumdur. Kuru havada tek tek toplanıyor. Biz çayın kilosunu 2 liradan alırken beyaz çaya 500 lira veriyoruz. Yılda 130 bin ton civarında çay üreten bir kurumuz. 180 kilo sadece beyaz çay yapabiliyoruz. Bu çok güzel bir çaydır ve imparatorların çayı olarak adlandırılıyor. Özelliği ise çayın en güzeli ve en konsantrasyon yoğunluğunu içinde barındırmasıdır."dedi.

14 Şub 2018 - 14:44 - Gündem

urfanatik.com son bir ayda 2.184.811 kez ziyaret edildi.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.