Başbakan Erdoğan Siirt’te

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Vasiyetim var biliyorsunuz, en az 3 çocuk, Siirt’te zaten 5’ten aşağısı kurtarmaz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Siirt’te 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine katılarak, yılın kadınlarına ödüllerini verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde eşi Emine Erdoğan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve çok sayıda bürokratla birlikte Siirt’e geldi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar günü etkinliğine katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye’de yılın başarılı kadınlarına ödülünü verdi. Ödül verilenlerin arasında geçtiğimiz yıl PKK’nın Siirt’te sivil bir otomobile gerçekleştirdiği saldırı sonrasında sakat kalan Nuran Evin de yer aldı.

Başbakan Erdoğan’ın Siirt Şehir Stadyumu’na gelişinde yerel sanatçılar tarafından Kürtçe konser verildi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kadınlara ödül verilmesinin ardında kürsüye çıkan Erdoğan, kadınlara seslenerek, çözüm sürecine destek istedi.

Erdoğan, kadınlar gününü kutlayarak başladığı konuşmasında şunları söyledi:

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün Siirtli tüm hanımlar için, tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Siirt’ten Türkiye’nin ve tüm dünyanın emekçi kadınlarını fedakar, cefakar, çilekeş kadınlarını mazlum, mağdur kadınları selamlıyor, hepsine dostluk kardeşlik mesajlarımızı iletiyoruz. Kadınların ezilmediği, kadınların ayrımcılığa tabi tutulmadığı, kadınların horlanmadığı, şiddete maruz kalmadığı bir dünya için kadınlarla birlikte mücadeleye devam edeceğiz. Kadınların hak mücadelesini bir insanlık mücadelesi olarak görüyoruz. Bu insanlık mücadelesinde onlarla hareket ececeğiz. Bizim topraklarımızın, bizim medeniyetlerimizde kadın, hem toplumun hem de toplumun çekirdeği olan ailenin temlidir. Bir anne olarak, bir eş olarak, bir evlat olarak kadın, evini çekip çevirdiği kadar toplumu dönüştüren bir varlıktır. Bugüne kadar defalarca söyledim, Siirt’te tekrar ifade edeceğim, eğer kadın mutluysa toplum mutludur, kadın huzurluysa ülke huzurludur. Kadın umut içindeyse, toplum da o kadar vefa içinde gelecek ilgili olarak umut içindedir. Kadınlarını ihmal edece aşağılayan ikinci sınıf varlık muamelesi yapan bir topluluk kaydedemez. Asla mümkün değil. Eşlerinize, babalarımıza, erkek çocuklarımıza bunu tekrar tekrar söyleyeyim, biz öyle bir Peygamberin ümmetleriyiz ki kız çocuklarının diri toprağa gömüldüğü, kadınların hor görüldüğü bir toplumda kadınları baş tacı etmiş, annelerin ayağının altında cennet olduğunu müjdelemiştir. Biz böyle bir medeniyetin mensuplarıyız. Dikkat edin cennet, babaların ayağı altında değil cennet kadının ayağı altında da değil. Cennet annelerin ayağı altında. Bizim dinimizde anne bir yüksek seviyedir. Bunun için anneyi hor görmek yanlıştır. Bakın Siirt’te bazı farklılıklar değerlendirmeler yönlendirmeler başka türlü anlaşılabilir. Siirt’in erkeleri, kadınına şiddet uygulamaz. Ama eğer yapanlar varsa, kadına şiddet uygulayan varsa onlara Hz. Peygamberi örnek gösterecek, onları uyaracaksınız. Eğer dinlemiyorlarsa şiddet uyguluyorlarsa hiçbir hanım kardeşim korkmadan polise hakim savcıya derdini anlatsın. Zaman zaman bazı emniyet görevlilerinin kadınlara yönelik şiddet uygulamasına şahit olduk. Takipçisi olduk. Bunların peşini bırakmayız. Geçen yıl 8 Mart’ta şiddete maruz kalan kardeşlerimiz için çok önemli cezalar, yasa, kanun çıkardık. Bu yasanın uygulanması konusunda hiçbir mazeret aksaklığı kabul etmiyoruz. Jandarmanın hakim ve savcılarımızdan yasanın harfiyen uygulanması konusunda daha duyarlı olmasını rica ediyorum".

Töre adı altında kız çocuklarının, kadınların cinayete kurban gittiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bizim medeniyetimizde böyle töreler olmaz. Önce sizler bu şiddete dur diyeceksiniz. Siz haklarınızı bilecek, haklarınızın farkında olacak ve o hakları kullanacaksınız. Siz haklarınıza sahip çıkarsanız, bunun mücadelesini verirseniz, tüm engeller ortadan kalkacaktır. Son 10 yılda hanımlara her alanda çok büyük haklar kazandırdık. Cesaret edilemeyen yenilikler yaptık. Bir şeyin altını çizmek zorundayım, bizim yasal düzenleme yapmamız haklar konusunda adeta sessiz devrimler yapmamız yetmiyor, sizlerin de bu hakların bilincinde olmanız, bu haklara sıkı sıkıya sahip çıkmanız gerekiyor."

Erdoğan, 2004 ve 2010 yıllarında kadın haklarıyla ilgili ciddi yasalar çıkardıklarına işaret ederek, kadın ve erkek arasında fırsat eşitliğini yakalamaya çalıştıklarını dile getirdi.

Kadınların eğitim alması için ciddi çalışmalar yaptıklarını dile getiren Erdoğan, "Eğer kadın cahil kalırsa çouk cahil kalır, toplum cahil kalır. Kadınların rahatça, özgürce, kolayca okuyabilmesi için çok önemli adımlar attık. Eşimin Şanlıurfa’da başlattığı ’Baba Beni Okula Gönder’ ’Ana Kız Okulda’ kampanyasıyla yaygın bir eğitim seferberliği başlattık. Eğitimin önünden maddi engelleri kaldırdık. Maddi imkanı olmayan ailelere nakdi yardım yapıyoruz. İlk öğretimde okuyan erkek öğrenci için 30, kız öğrenci için 35 lira. Orta öğretimde erkek için 50, kız için 55 lira veriyoruz. Paraları da anneye veriyoruz. Kızlara daha fazla yatırım yapıyoruz. 10 yılda bu şekilde 2 milyar lirayı çocuklarımıza kullandık. Sadece 2 milyon öğrenci bu yardımdan istifade etti. Kadınların okuması için yapılan çalışmaları da yürekten destekliyoruz. Kadınların iş gücüne katılmaları oranının yüzde 23’ten yüzde 29’a yükselttik. Teşvik kanunlarıyla, projelerle iş hayatına kadınların katılması için düzenlemeler yaptık. Siyasette de kadının adı var artık. 2002’de kadın milletvekili oranı yüzde 4 iken bu oran yüzde 14’e çıktı. İl genel meclislerinde, belediye yönetimlerinde kadınların sayısı artıyor" diye konuştu.

Erdoğan, kadının gelişmesi durumunda Türkiye’nin gelişeceğini kaydederek, "Benim vasiyetim var biliyorsunuz; en az 3 çocuk. Dün Ankara’da katıldığım toplantıda bir bayan "en az 5 çocuk" dedi. Siirt’te de zaten 5’ten aşağısı kurtarmaz. Kadınlarımıza farklı bir dünyanın mümkün olduğunu göstermek için sabırla çalışacağız. Sevgili Siirtli kardeşlerim. Enişteniz olarak ben inanıyorum ki 2014’ün Mayıs ayında Siirt büyük bir adım atacak. Değerli kardeşlerim siz isterseniz şu çözüm sürecinde terörü bitirirsiniz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü aynı zamanda bunun miladı olsun istiyorum" dedi.

Ayrıca, Siirt’te terör örgütü PKK’nın silahlı saldırısı sonucu yaralanan Nuran Evin’i, gösterdiği dirayetli duruşundan ötürü tebrik eden Erdoğan, "O, Türkiye’nin en genç gazisi. O kadar dirayetli, o kadar yürekli, o kadar büyük ki inşallah Rabbim huzuruyla iyileşecek ve inanıyorum ki inşallah ayağa kalkacak. Umutsuz olmayacak. Rabbim her şeye kadirdir. Nuran’ın bir an evvel iyileşmesi için dua edeceğiz. Elimizden gelen neyse hep birlikte en ufak bir aksamaya yer vermeden yapacağız. Senden her zaman haberdar olacağız. Tabi Nuran kızıma, kardeşime 21 Eylül akşamını hatırlattığımız için bizi bağışlasın. Onun sabrının, dirayetinin tüm kadınlara örnek olmasını arzu ediyorum. O talihsiz akşam teröristler pusu kurdu. Bir arabaya 100’den fazla kurşun yağdırdı. Aracın içinde 3 kızımızı şehit verdik. Onlar yüce bir makamdalar. Nuran ve Gülcan kardeşlerimiz sağ olarak çıkarıldılar" dedi.

Son dönemde buna benzer bir olayda Hatice Belgin’in hayatını kaybettiğini ifade eden Erdoğan, silahın hiçbir sorunun çözümü olmadığını ve olamayacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: "Terörün ve onun ortaya koyduğu şiddet hiçbir şekilde mazur görülemez. Silah, göz yaşından başka bir şey bırakmaz. 30 yıl boyunca terör, arkasında sadece yetimleri, öksüzleri bıraktı. Karartılmış hayatlar, karartılmış ocaklar bıraktı. Terör, bu toprakların insanlarına çok ağır bedeller ödetti. Bir kardeşiniz olarak Siirt’in bir damadı olarak sizlere sesleniyorum; bu yolun bir çıkmaz sokak olduğunu sizler de daha güçlü şekilde dile getirin diyorum. Evlatlarımızı elimizden alan, yavrularımızın eline silahlar vererek ölmeye ve öldürmeye sevk eden şebekeye karşı sesinizi yükseltin. Biz bu meseleyi birlikte çözeceğiz ama sizinle çözmek istiyoruz. Biz sizler için çırpınıyoruz. Bir şeylere rağmen çırpınıyoruz, aşırılıklara rağmen çırpınıyoruz. Bedeli ne olursa olsun baldıran zehiri içmeyi göze alarak sürdürüyoruz. Sizin acınızı bitirmek bizim görevimiz. Çözümü engellemek isteyenlere inat, biz çözmek için yüreğimizi ortaya koyuyoruz. Siz de yanımızda olun. Nuran’ın yaşadığı acıyı başkası yaşamasın. Siirtli anaların yaşadığını başka anneler yaşamasın. Silahlar değil, artık gönüller, fikirler, siyaset konuşsun. Fikirlerine güveniyorlarsa silahları ayaklarının atlına alsınlar. Sizin hayır dualarınızı bizlerden eksik etmeyin. O hayır duaları tüm kapıları açar, engelleri aşar. Kan, göz yaşı ve acıyı durdurur. Bu sürece yüreğinizle dur deyin. Siz dur derseniz bu kan durur. Siz yeter derseniz bu gözyaşı diner. Bu hayırlı yolda sizlerden destek bekliyoruz. Niyetimiz hayır, inşallah akıbetin de hayır olacağına gönülden inanıyoruz".

#

08 Mar 2013 - 00:00 - Gündem

urfanatik.com son bir ayda 2.040.352 kez ziyaret edildi.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.