Bakan Naci 'den EDS'ye Yeni Ayar Sinyali

Maliye Bakanı Naci Ağbal Türkiye ekonomisi ve maliye politikası hakkında geniş açıklamalarda bulundu. Ağbal yatırıma dayalı makul bütçe açığına

Ismail
Haber albümü için resme tıklayın

Bütçe açıklarının yönetimi önemli bir risk olduğunu ve maliye olarak bütçe açığının belirli bir seviyede tutulması konusunda özel bir gayretlerinin olduğunu söyleyen Maliye Bakanı NaciAğbal, 2017 yılına ilişkin yılbaşında beklenen bütçe açığı yüzde 1,6 iken, alınan tedbirler ile birlikte kamu harcamaları üzerinde baskı oluşturan diğer faktörlerle birlikte bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2 civarında olacağını belirtti. Ağbal, “Yılsonu bütçe açığı bizim normalde 47 milyardı, nominal olarak söylemem gerekirse 47 milyardı, biz bunu 60 milyarın altında bir rakamla gerçekleştirmek istiyoruz.

İlave olarak yatırım tarafında daha fazla harcama yapacağız, kara yolu, demir yolu, sağlık ve eğitim yatırımlarında, bunu da baz senaryonun içine koyduk. Maliye politikasını devreye sokmayıp bu tedbirleri almasaydık, sektörel vergi indirimlerini yapmasaydık, yatırımı teşviki, ilave destekler vermeseydik, Kredi Garanti Fonu’nu devreye sokmasaydık bütçe ciddi anlamda zarar görecekti. Yani burada kamu maliyesini devreye sokarak 11,9 milyar liralık bütçede maliyet oluşturdum, ekonomide oluşan katma değer, bununla mukayese edilemeyecek ölçüde büyük” dedi. 6 ayın rakamlarına bakıldığında ikinci yarıda daha kötü bir bütçe performansı beklenmediğini ifade eden Ağbal, vergi gelirlerinin artacağını, ilk yarıda oluşan konjonktür etkisinin kaybolup ekonomik aktiviteler yukarıya gittiği için daha fazla vergi hasılası toplayacaklarını, geçici nitelikte yapılan vergi indirimlerini Eylül sonunda kaldıracaklarını vurguladı.

Geçici vergi indirimlerinin kaldırarak yukarı yönlü bir gidiş olacağına değinen Ağbal, “Ama netice itibarıyla, cari harcamalar tarafında sıkı bir kamu maliyesi duruşu olacak, yatırım harcamaları tarafında ülkenin ihtiyaç duyduğu yatırım harcamalarını yapmaya devam edeceğiz. Bütçeyle ilgili bu hedefe varmak için vergi artışlarını asla kullanmayacağız. Bunu iki nedenle yapmıyoruz. Birincisi; enflasyonla mücadele konusu son derece önemli. Merkez Bankasının enflasyonla mücadelesine maliye politikası kanalında özellikle fiyat artışlarına neden olan vergi artışları yapmayarak destek olacağız. İkinci olarak da; özellikle ekonomik aktiviteleri daraltacak mahiyette dolaylı vergilerde artış yapmak istemiyoruz. Yani ekonominin yukarı yönlü gitmeye başladığı bir süreçte bizim bütçe geliri elde etmek amacıyla üretim üzerinde, yatırım üzerinde maliyet oluşturacak veya harcamaları aşağı çekecek bir tedbir uygulamamamız lazım” diye konuştu. Ağbal yapılacakları şöyle açıkladı:

“ Daha çok gelir tarafından gelirin toplanması konusunda daha gayretli olacağız, bu konuda imkânlarımız var. Özelleştirme uygulamalarına yoğunlaştık, şu anda ilanda olan hidroelektrik santralleri var, bir kısım liman özelleştirmeleri var, yine gayrimenkul özelleştirmeleri var, bir de özelleştirme portföyünde bulunan bir kısım şirketlerin hisse senetlerinin satışı var. Vergi toplamayla ilgili, yani süresinde ödenmemiş, yeniden yapılandırmaya konu edilmemiş alacakların tahsili konusunda gayretlerimiz olacak. Yine enflasyona neden olmayacak, fiyat ayarlamalarına neden olmayacak gelir sağlayacak birtakım çalışmalarımız olacak.”

SAVURGANLIK YOK; YATIRIM ARTIŞI VAR
Cari harcamaları kararlı bir şekilde tutma, artışına müsaade etmeme konusuna özel bir önem verdiğini belirten Naci Ağbal, “Özellikle tabi kurumlar yoğun bir şekilde personel alımı, hizmet alımlarında talepleri var ama, bu konuda bütçe hedefleri açısından son derece önemsiyorum. Yatırım tarafında farklı düşünüyorum, yatırım tarafında ekonominin ihtiyaç duyduğu altyapı yatırımları var, ulaştırma, sulama yatırımları, enerji yatırımları, yine sağlık alanında ve eğitim alanında yapılan yatırımlar var. Şu anda yüzde 2 civarında dediğim yılsonu bütçe açığı tahminin içerisinde bu alanlarda ilave harcama yapma varsayımı var. Yani bütçeye koyduğumuz ödenekten yatırım alanlarında daha fazla para harcayacağız” dedi.

HER AY GÖSTERGELER YEŞİLLENİYOR
“Göstergeler ilk başta kolay kolay düzelmedi” diyen Naci Ağbal, 16 Nisan’ın sadece anayasa değişikliği reformunun yapıldığı bir hadise olmadığını belirterek, ekonomide de bir milat olduğunu vurguladı. Ağbal, “Ekibimin bana hazırladığı bir tablo var, sol sütunda o göstergelerin kendisi var, sonra da aylar var. Hücrelerde de göstergelerin durumuna göre renkler veriyorlar. Gelen gösterge kötüyse kırmızı renkle renklendiriyorlar, birazcık iyiyse açık yeşil, çok iyiyse koyu yeşil. İlk aylarda yoğun kırmızılar geliyor, sonra kırmızılar yavaş yavaş böyle açık kırmızılara dönüyor, sonra açık yeşile dönüyor, şimdi koyu yeşiller geliyor. Dolayısıyla aslında ekonomideki tempoyu veya trendi ortaya koyan göstergelerdeki, akıştaki renk ekonominin iyiye gittiğini gösteriyor” diye konuştu.

EKONOMİDE BEKLENTİLER İYİLEŞTİ
Ekim-Kasım-Aralık aylarında açıklanan göstergeler yanında piyasada insanlarla bir araya geldiklerinde beklentilerin son derece karamsar olduğu dönemlerin geçtiğini hatırlatan Ağbal, göstergelerin dışında sektörlerdeki beklentilerin de çok iyi olduğunu ekledi. “Ekonominin aslında can damarı beklentilerdir, beklentiler olumluya döndüğü zaman millet cebindeki parayı çıkartır, yatırım yapmaya başlar, tüketici harcamaya başlar. Beklentiler Ocak-Şubat’tan itibaren yavaş yavaş toparlamaya başladıktan sonra, Mart’tan itibaren üretim tarafında, ekonominin arz tarafında güzel rakamlar geliyor. 2009 sonrası en iyi rakam, dolayısıyla ekonomideki toparlamanın üretim tarafında ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren önemli bir gösterge” diyen Ağbal, sanayi üretim endeksinin son 8 aydır sürekli arttığına işaret etti.

4. ÇEYREĞE DİKKAT EDİYORUZ
Ekonominin kredi tarafında rakamların iyi olduğuna değinen Bakan Ağbal, Kredi Garanti Fonunun (KGF) ekonomi üzerindeki genişleyici, dalga etkisinin özellikle 3’üncü çeyreğin sonuna kadar devam edeceğini belirtti. Ağbal, “Belki 4’üncü çeyrekten veya 2018’in ilk çeyreğinden itibaren orada tekrar kredi döngüsünde belli bir noktada bu KGF’nin oluşturduğu genişleme etkisi ciddi oranda aşağı gelebilir, bunu da hesap etmek lazım. Bizim şu anda en kritik konumuz finansman, yani büyümenin finansmanı. İç kaynaklar olarak baktığımız zaman, tasarruf oranlarımız maalesef yüksek büyüme oranlarını finanse edecek bir seviyede değil” dedi. Ağbal konuşmasına şöyle devam etti: “Kritik olan 2018’i şimdiden düşünmemiz lazım. 2016’nın Ağustos’undan itibaren çok ciddi anlamda tedbirler aldık, finansman tarafında KGF’nin hacmi bir süre sonra etkisini giderecek, o açıdan önemli.”

TRUMP BAŞARAMADI, BİZ KAZANDIK
“Bizim açımızdan en kritik nokta finansman. Dış konjonktür bizim için 2017’nin bana göre Mart’ından itibaren çok iyi gitmeye başladı. İlk önce bir Trump vakası yaşadık, yani kasımdaki türbülansın aslında bütün gelişmekte olan ülkelerdeki boşluğun esas öncü noktası ABD seçimleriydi. Seçimler sonrası Trump üzerinden müthiş bir beklenti oluşturuldu, ama Mart geldiğinde anlaşıldı ki Trump’ın yeni bir hikâye oluşturma imkânı ve kapasitesi yok, dolayısıyla tekrar ABD Merkez Bankası odak noktası haline geldi” diyen Naci Ağbal, ABD maliye politikaları üzerinden bir genişleyici etki ve buna bağlı olarak hızlı bir faiz artışı beklentisinin hemen hemen kaybolduğunu söyledi. Ağbal, ABD ve AB tarafında parasal genişlemenin yavaşlatılması konusunda daha ihtiyatlı bir tutum sergileneceğini belirterek, bunun Türkiye’nin işine yaracağını vurguladı.

AVRUPA’DAN ÇOK PARA GELECEK
Naci Ağbal konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa Birliği pazarının talebindeki artış veya finansal kırılganlıkların azalması bizi birkaç kanaldan olumlu etkiliyor. * Bankacılık kanalından, çünkü Avrupa Birliği’ndeki bankaların finansal kırılganlıkların azılmasıyla birlikte, bir de gelişmekte olan piyasalar ilişkin risk iştahının artmasıyla beraber Türkiye’ye AB tarafında daha fazla para gelecek, bunu portföy yatırımlarında zaten son 3-4 ay içerisinde görüyoruz. * AB kanalından Türkiye’ye gelen doğrudan sermaye yatırımlarında güzel rakamlar geliyor. O açıdan dış konjonktürün bize şu anda olumlu yansıdığını söylemek mümkün.”

BORCUNU ÖDEMEYENLERİN ÜZERİNE GİDİLECEK
Devlete olan borcunu ödemeyenler için şöyle konuşan Naci Ağbal, “Kimse kusura bakmasın; yani devletin sağladığı bütün bu olağanüstü imkânlara rağmen adeta devlete meydan okurcasına yani ben bunu ödemiyorum diyenlerle ilgili şunu yapacağım: Dönüp bakacağım gerçekten zor durumdaysa gene gitmeyeceğim. Hatta bu insanlara yapılandırmaya müracaat etmemiş olsa bile tecil müessesini kullanarak ne yapabiliriz diye bakalım. Ama gittik baktık durumu gayet güzel, parasını ödeyebiliyor, tıkır tıkır araba alıyor, ev alıyor oh işler çıtırında. Kusura bakmasın benim eğer onun üzerine gitmezsem vatandaş bana hesap sorar.”

IMF KABUL ETTİ MEDYA ÇÖZEMEDİ
“IMF diyor ki, sizin mali alanınız var, niye bunu kullanmıyorsunuz? Yani burada ekonomiyi canlandırmak ve büyümeye destek vermek maliye politikasının yapması gereken bir şey. Sizin rakamlarınız gösteriyor ki, evet, Türkiye’nin böyle bir mali alanı var ve onu kullanıyorsunuz, doğru da yapıyorsunuz diyor. Dış yatırımcılarla, piyasa analistleriyle konuşuyorum, aynı şeyi söylüyorlar” diyen Naci Ağbal, “Ama bizim içeride medyamız, yazarlarımız öldük, bittik, tükendik; yapmayın, yani bu kadar da değil. Yani Türkiye’nin 11,9 milyar liralık ekonomiye destek verecek bir paketi Türkiye ekonomisini batırmaz. Hükümetimizin yaklaşımı bir kere bütçe disiplininden asla vazgeçmeyeceğiz. Yani düşük bütçe açıkları tek haneli düşük enflasyon burada önemli sorunlarımızdan bir tanesi mutlaka düşük tek haneli enflasyon, düşük bütçe açığı ve düşük cari açık Türkiye ekonomisine müthiş bir güç veriyor. Ama biz yatırım harcamalarının artışını bütçenin diğer kalemlerinin artışına göre önceliyoruz. Nitekim 2017 yılının bütçe harcamalarına bakacak olursanız 2016 yılı bütçe ödeneklerine göre 2017 yılında bütçe ödenekleri bakımından en fazla artış sağladığımız kalem sermaye giderleri ve sermaye transferleri kalemidir” dedi.

EDS

DOĞRU BİR PROJE KAMERALAR AÇILABİLİR
2011 yılında o zaman ki Çalışma Müsteşarı’na gelen bir cezadan bahseden Naci Ağbal, “Dedi ki ya geçen gün bana trafik para cezası geldi, olay 4 yıl önceydi; 4 yıl sonra bana tebliğ ediliyor. Bende torba yasa bir kural koyalım dedim. Bundan sonra dedik bir trafik ceza tutanağı tutulduktan sonra 1 yıl geçtikten sonra artık onu tebliğ edemezsin zaman aşımı olur. Dolayısıyla, şu anda bir yıldan sonra trafik cezası tebliğ edilmişse o aslında yok hükmündedir ona itiraz etmek lazım” dedi. TEDES’le ilgili de yaptığı açıklamaların arkasında olduğuna değinen Bakan Ağbal, gerekli uyarılar ve uyarıcı levhaların konulmadan uygulama yapılmasının haksızlık olduğunu ekledi.

BÖLGESEL SİSTEM GELİYOR
Naci Ağbal, “EDS bence doğru bir proje, bu projenin yaygınlaştırılması lazım. Bu projenin iş modelinin aslında belki de belediye belediye değil bölgesel olarak yapılması lazım. Ama burada mutlaka bu sistemin standartları olması lazım, kuralları olması lazım, kaideleri olması lazım. Onun için burada Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bu konuyla ilgili bir çalışın bakalım, buradan bir özelleştirme uygulaması çıkarabilir miyiz diye de bir talimatım oldu; arkadaşlar şu anda onu çalışıyorlar. Yani bölgesel düzeyde belli kural, kaide ve standartlarla böyle bir uygulamada yapabiliriz” diye konuştu.

24 Tem 2017 - 19:56 - Gündem

urfanatik.com son bir ayda 2.184.811 kez ziyaret edildi.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.