Teknolojinin her geçen gün çocuklar üzerindeki olumsuz etkisinin artmasıyla ilgili araştırma yapan Sosyolog Halil Dusak, cep telefonu ve televizyonun çocukların yeni maması haline geldiğini belirtti. Birçok annenin çocuklarını adeta televizyon ve telefon ile büyüttüğünü söyleyen Sosyolog Dusak, TÜİK verilerinden de yola çıkarak ülkemizde bilgisayar kullanımını yaş ortalamasının 8, cep telefonu kullanımının ise 10’na kadar indiğini söyledi.
‘Minicik parmaklar klavye tuşlarında’
Sosyolog Halil Dusak araştırma yazısında şu ifadelere yer verdi; “Çok önceleri ebeveynler, çocuklarının kitap okumasıyla övünebilir ve onlar için “Benim çocuğum bir kitap kurdu” ifadesini kullanabilirdi. Ancak, son yıllarda bu ifade tozlu raflarda yerini almak üzere. Neden mi? Çünkü gözlerini cep telefonları ve televizyon ekranından, minicik parmaklarını klavye tuşlarından ayıramayan, ekran kurtlarımız var artık.” dedi.
Çocuklar kafesi andıran evlerde şarj kablolarına bağlanmış
“TÜİK( 2013)
06-15 Yaş Grubu Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanımı Ve Medya, Araştırması'nın verilerine göre, ülkemizde bilgisayar kullanma yaşı ortalama 8 olmuş.” Diyen Sosyolog Dusak, “Cep telefonu kullanma yaşı 10 iken, her 10 çocuktan 9’unun televizyon izlediği belirlenmiş. Ne acı bir saptama; dışarda top oynaması, körebe olması, saklambaçta en kuytu yerleri araması gereken çocuklarımız; kafesi andıran evler içinde âdeta plâsenta bağı gibi uzanan şarj kablolarıyla ekranlara bağlanmış.” dedi.
‘Günümüzde birçok çocuk obezite olmuş durumda’
“Bu bağımlılıkta tâbi ki, ebeveynlerin yanlış tutum ve davranışları da etkilidir.” Diyen Halil Dusak, “Bu olumsuz süreç daha bebekken başlıyor. Birçok anne, mama tabağını bitirmesini sağlamak için bebeğini ekran karşısına sabitliyor. Mamasını bitirmiş olması büyük sevinç yaşatıyor anneye. Bebek huysuzlanmadan her bir kaşıkta ağzını açıyor. Madalyonun karanlık yüzünde ise gerçek şu: ekrana kilitlenen küçük zihin aslında doyma hissini fark edemiyor. Günümüzde bu nedenle, birçok bebek obezite oluyor.” Diye konuştu.
Telefon ve bilgisayar beyin yiyen birer canavar
“Peki, ya denetimsiz ve aşırı kullanıldığında birer beden ve zihin yiyen canavarlara dönüşen bu âletleri çocuklarımıza ödül olarak sunmamıza ne demeli? Ebeveyn der ki: “ Oğlum/kızım, söz sana, doğum gününde en son model bir tablet ya da cep telefonu alacağım”. Eğer böyle bir şeyi yapıyorsak da, ebeveynler çocuklarını teknoloji dünyasında doğru yönlendirmeli, onları yeterince denetleyebilmelidir. Aksi hâlde, akıllıca kullanıldığında birer bilgi ve gelişme kaynağı olabilecek bu âletler, çocuklarımızı hayattan koparan derin birer kuyu olabilir.” İfadesi kullanıldı.
‘Hayatımız televizyon olmuş’
“Fransız sosyolog ve düşünür Jean Baudrillard bu durumu şöyle açıklamaya çalışır : ‘’Modern kültür kapsamlı ve felaket türünden bir devrim geçirmektedir. Kitleler duyarsızlaşmakta ve insanlıktan uzaklaşmakta ve ticari televizyonun yaratığı ‘mamalarla’ beslenen pasif izleyiciler haline gelmektedirler. ‘’Çocuklar üzerinde yaptığım gözlemlerden birkaçını sizlere paylamak isterim. Ailesiyle birlikte misafirliğe giden çok küçük yaşta bir çocuğun ailecek yenilen bir yemekte, kendini yemek programındaymış gibi hissedip ev sahibine ana yemeklerini beğendim fakat çorbaya ancak şu kadar puan verebilirim demesi bile nasıl da hayatımızın bir sanal evrende olduğunu gösterir. Ayrıca televizyonun artık hayatımızın olması hayatımızın da televizyon olduğu konusunda da varılan noktayı bizlere açık bir şekilde gösterdiğini de söyleyebiliriz. Peki, böyle bir eylem bize neyi anlatmaktadır; saygının buharlaşma evresinde olduğunu… İlkin yemeklerle başlayan beğenmemelerin sonra aileyi daha sonra kültürel bir beğenmeme zincirinin her bir halkasını bir bir yarattığının da ilk sinyalleri olarak da görebiliriz.” Şeklinde konuştu.
‘Çok geç olmadan ebeveynlerin bu uykudan uyanmaları gereklidir’
“Sanal dünyayı çocukları için süzgeçten geçirmeyen ebeveynleri Baudrillard, şu cümlelerle uyarma derdine düşüyor ’’… Çağdaş post-modern toplum hayat ve anlamdan yoksun ‘ölü bir kültür’, hiçbir geçmişi ve geleceği, hiçbir amacı olmayan, kitlelerin gerçek dışı ve ulaşılmaz iyi bir hayatın semboller ve göstergeleriyle doyurulduğu ve kandırıldığı bir tüketim kültürüdür.’’ Son dönmelerde çocukların intihar etme nedenleri arasında gösterilen bir bilgisayar oyunu bile çocukların sanal dünyayı ne kadar içselleştiremeye uyun olduklarının da altını çiziyor. Bu şekilde, sanal bir pencereden dünyayı izleyen ve algılayan çocuklarımız sonrasında; duygusuz, topluma ve değerlere duyarsız, her biri aynı fabrikadan çıkmış gibi sorgusuz düşüncelere sahip gençlere dönüşüyorlar. Maalesef, geleceğin de bilinçsiz anne ve babalarına. Bu kısır döngü, uyuşukluktan uyanılmazsa dönüp duracak. Uyanmamız ve çok geç olmadan geleceğimize sahip çıkmamız umudu ve dileğiyle…” diyerek sözlerine son verdi.
Haber: Mehmet Kaması
Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.