300 Koyun Projesinde İpotek Çiftçiyi Zora Sokar

Şanlıurfa Canlı Hayvan Pazar Dernek Başkanı İzzet Çiftçi 300 koyun projesinin güzel proje olduğunu ama bunun karşılığında çiftçiye dayatılacak

300 Koyun Projesinde İpotek Çiftçiyi Zora Sokar
yani hikaye
Video için play'e tıklayın

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba geçtiğimiz ay ortaya koyduğu 300 koyun projesi ile gündeme gelmişti. Birçok çiftçi ve besici umutla bakarken bu projeye bazı besici ve çiftçiler ise karşılığında istenilen şartların kafalarda soru işareti oluşturduğunu söyledi. Şanlıurfa Canlı Hayvan Pazarı Dernek Başkanı İzzet Çiftçi, projenin nasıl yürütüleceği konusunda çiftçilerin kuşkularının olduğunu söyledi. Bu projenin öncelikle doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinde daha fazla uygulanması gerektiğini belirten İzzet Çiftçi, “Hayvanların mera alanları olan köylere verilmesi güzel bir şey bizde buna katılıyoruz. Çünkü Harran ve Akçakale bölgesinin mera alanları yok. Yani sen buraya verirsen Viranşehir, Siverek ve meraları olan yerler mağdur olur, bu durumda merası geniş olan bölgelere verilmesi gerekir.” dedi.

Özellikle projenin uygulama aşamasına çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen İzzet Çiftçi, köylülere verilecek 300 koyunun öncelikle kırsalda sürdürülebilir tarım arazisi olmayan çiftçilere verilmesini gerektiğini çünkü bunların arazileri olmadığından dolayı tek işleri hayvancılık yapmak olduğunu dile getirdi.

‘Çiftçiye dayatılacak ipotek sistemi çiftçiyi zora sokar’

Şanlıurfa Canlı Hayvan Pazar Dernek Başkanı İzzet Çiftçi, “Projenin şekli yani 300 koyun çok güzel bir proje, ama bunun şartlarının tam olarak halkımız daha anlamadı. Özellikle bu ipotek şartları hiç kafamıza yatmıyor ve bu ipotek şartlarının düzeltmesinden yanayız. Daha geç olmadan bu projenin başarılı olması için en azından bize de kulak verilmesi gerekir. Öncellikle küçükbaş 300 koyun yani hibe hayvancılığını gelişmesi için besicimize ve çiftçilerimize verileceğini sayın bakanımız açıkladı ve bu durumda ipotek şartı acaba 300 koyuna ne kadar fiyata verilecek, 300 koyun 600 bin liraya ipotek verirseniz acaba 3 yıl, 4 yıl ben bunu beslesem de bununun parasını çıkarmam. Öncelikle verilecek hayvanların yerli hayvan olması lazım, çünkü bizim bölge şartları belli hayvanlar uyum sağlayabilmektedir. Şanlıurfa da 3 ve 4 hayvan ırk vardır. Yani bu ırklar, Suruç ırkı, Viranşehir ırkı, Harran ırkı ve Siverek ırkı var. Yani harandaki hayvanlar Siverek’teki ortama uyum sağlamıyor, Suruç’taki hayvanlar Viranşehir’deki şartlar uyum sağlamıyor.” dedi.

‘Bu projede Şanlıurfa’ya ağırlık verilmelidir’

“Öncelikle bu ipotek şartlarının iliştirilmesi gerekir.” Diyen İzzet Çiftçi, “Yani bana 300 bin liralık eğer bir hibe sağlanacaksa 600 bin liralık bana ipotek vermenin anlamı yok ve bu olmayacak bir şeydir. Birde adaletli bir şekilde dağıtılması gerekir. Bu küçükbaş hayvancılığı yapan insanların kırsal kesime önem verilmesi gerekir. Yani hayvancılığın az olduğu yerlerde daha da fazla verilmesi gerekir. Yani Şanlıurfa da hayvancılık nüfusa göre azalmışsa Şanlıurfa’ya ağırlık verilmesi gerekir, eğer Van’da azalmış ise Vana ağırlık verimli. Gidip Ankara, İzmir, İstanbul’a verilmenin anlamı yok. Özellikle batı ve Ege illerine vereceği hayvanları doğu, güneydoğu ve İç Anadolu verilmeli yani bu hayvanlar İç Anadolu ve güneydoğuya verilire daha fazla verim alınacaktır. Bu anlamda biz küçükbaşın 300 koyunun besiciye, kırsal kesime verilmesi şart konuluyorsa önce bunun kırsal kesime daha fazla destek verilmesi gerekir. Yani 300 baş sen bir ilçede 10 kişiye vermişsen bu bir popülizmdir. Yani sen ne kadar kişiye vereceksin, ne şekil ve ortama vereceksin, hangi şartları istiyorsun yani tapusunu istiyorsun Güneydoğunun Anadolu müstakil tapusu yoktur. Kırsal kesimimizin tarlaları müşterektir. Doğu illerine bakarsan Van ve Bingöl’de hiç arazi yok, Muş’ta arazi yok bazı yerlerinde aynı zamanda Şırnak ve Hakkâri de arazi yok, neyin tapusunu sana verecek. Arazisi yok tapusunun sana versin ama hayvancılık yapıyor ama dağlık alan olduğu için arazisi yok. Bu tapu ve ipotek şartlarının iyileşmesi gerekir.” dedi

‘Hayvanların Şanlıurfa için TİGEM’den alınması gerekir’

“Bunun ev karşılığında veya memur kefil olma şartıyla herkese açık olması gerekir, yani tapu şartının olmaması gerekir ve bunu verirken insanlarımıza özellikle yerli hayvanlar verilmeli. Şanlıurfa için TİGEM’den alınması gerekir. Çünkü bizim yerli hayvanlarımız TİGEM’de var. Yani yabancı ırklardan hayvanlar bizde ölüyorlar. Sıcak bir bölge ve sıcak bir iklime uyum sağlamadığı için yani yabancı hayvanların burada ömrü kısa oluyor yani en fazla üç, dört ay ömrü oluyor. Yani hepsi telef oluyor.” Diye konuştu.

‘Hayvanların köylerde sürdürülebilir arazi olmayan çiftçilere verilmelidir’

“Hayvanların mera alanları olan köylere verilmesi güzel bir şey bizde buna katılıyoruz.” Sözünü söyleyen Çiftçi, “Çünkü Harran ve Akçakale bölgesinin mera alanları yok. Yani sen buraya verirsen Viranşehir, Siverek ve meraları olan yerler mağdur olur, bu durumda merası geniş olan bölgelere verilmesi gerekir. Şimdi şartlar diyor ki ahırı olacak şimdi bizim insanlıların ne şekilde ahırı olacak, yarın memurların geldiği zaman bizim insanların ahırı şartlara uygun değilse sana vermiyoruz dese sıkıntı olur. Yani bunun şartı olmayacak bir şekilde ahırı olacak yani şart koşarsanız bu proje yürümez ve belli zengin kesimlere gider. Eğer bu proje eğer fakirsinse ve şehirlere göçleri önlemek ise ve hayvancılığın gelişmesi için ise bunu genellikle fakir asgari ücretle geçinen ve asgari ücretin altın olan ücretle geçinen insanlarımıza verilmesi gerekir. Diyor ki tapuya 300 ve 400 dönüm tapusu olan insanlarımıza 300 hayvanın verilmesi anlamsızdır. Zaten geçimini sağlıyor, bunu ne yapacaksın onun komşusuna vereceksin, tarlası olmayan vereceksin ve bu şartlarda en iyi sonuçların alınacağına inanıyoruz. Sayın bakan önce 300 koyun dedi, sonra bilmem ne dedi, proje aşamasına gelmeden, daha uygulamaya gelmeden yedi defa adı değişildi projenin ve insanlarımızda bir beklenti oluşturdu. Sayın bakanımız biz dinlemiyor hayvancılık sektörleriyle ilgili, Şanlıurfa canlı hayvan pazarı biz bu aydan sonra bir buçuk milyon kuzuyu ihraç edeceğiz batı illerine. Bir diğer sorunumuz ise küpesi bu sorun hala çözülmedi esnafım şehir dışına hayvan götürüyor yolda yakalanıyor. Önce sayın bakanımız kesimhanelerde dişi kuzuların yasaklanması gerekir. Bu aydan sonra kuzu ihracatlarımız başlayacaktır. Doğu ve güneydoğuda Şanlıurfa da bir milyon, bir buçuk milyon bekliyoruz ve bunlar kesim gönderilecektir. Doğu Anadolu da yedinci ayda 4 milyona yani 5 milyon yakın kuzu bunların arasında en az iki bucuk dişi kuzu var. Bu dişi kuzular şimdi Adana, Denizli ve Mersin gibi illerde kesilecekler önce buna önlem alınması gerekir. Yani insanlarımızın dişi kuzu kesmemesi için şartların oluşturulması gerekir. Yani her bir hayvancılığın belli bir şartı olması gerekir. Kuzuya ayrı destek, daha verimli olan ayrı destek, ahıra ayrı destek sen 300 koyuna bana verme bana hibe sağla, ucuz kredi sağla bugün hayvancılık yapan şuanda kredi almıyor. Sonra iki tane memur götürüyor 200 damızlığı olana kredi veriliyor, olmayan verilmiyor. Bu şartlarda insanlarımız mağdur oluyor.” İfadelerini kullandı.

‘İpotek sistemi bu proje için yanlış Bir şeydir’

“Her köyün bir merası vardır az veya çok ama genellikle Viranşehir, Siverek ve Haliliye bölgesi mera alanları geniştir. Yani biz böyle bakıyoruz tapusu olana sen tapu şartı koyuyorsun zaten insanlarımızın hepsi borçlanmış ve tarım kredisi çekmiş. Peki, ikinci bir ipotek kabul ederimi bakan, tarım bakanı şimdi ben ziraat bankasından krediyi zaten arazi üzerinden çekmişim, borçlanmışım gübre almışım, ilaç almışım ve traktör almışım ikinci ipotek kabul ediyor musun yok. Hem ipotek acısından hem de tapun açısından ve arazi sahibi olmayan açısından uygunsuzdur bu projeler. Yani bu projeleri Ankara da masa üzerinde ben bunu çizmezmişim ben bunu, yapmışım olmuyor bu işler araziye çıkmak lazım. Bu işlerle uğraşan yani tarımla, hayvancılıkla uğraşan insanlarla, başkanları bırak, bizim gibi STK’ları bırak, sen köye git sen hayvancılıkla uğraşıyormuşsun yoksa tarımı, yani köyün yarısın arazisi var, yarısını yok, hayvancılık yapıyor, o arazisi olmayan hayvanı vereceğiz öyle şartlar oluşması lazım ki biz bu hayvancılığı geliştirelim. Türkiye’nin ekonomisi hayvancılık ve tarımdan geçiyor, biz ihraç ediyorduk ama şimdi ise ithal ediyoruz. Milyonlarca ithalat yapsan da bu sorun çözülmez ama doğu ve güneydoğuya önem verirsen bu hayvancılık gelişir ve ithalattan kurtuluruz. Yani en iyi ve en gelişmiş meralar bu bölgelerdir. Buralarda ucuz ot, ucuz yem bu bölgelerde var. Yani destek olmadığı için kuzular erken kesiliyor yıllardır söylüyorum kuzuların küpesi yapılmalı, çünkü kuzuların beslenmesi için ve erken kesilmemesi için desteklerin verilmesi gerekir yeni 25 kilo oluyor kuzu hemen kesime gönderiyoruz. Eğer girdiler bu kadar pahalı olmasa 25 kiloluk kuzuyu 50 kiloya çıkartıp kesime gönderirim ve fazla et elde etmiş oluruz.” Şeklinde konuştu.

Haber: Mehmet Kaması

21 Şub 2018 - 09:38 Şanliurfa- Gündem

urfanatik.com son bir ayda 2.184.811 kez ziyaret edildi.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.