NERDE O ESKİ RAMAZANLAR?

Malum on bir ayın sultanının gelmesine sayılı günler kaldıRamazan gelenekleri çoğu yerde maalesef geçen zamanla birlikte unutulmaya yüz tutmuş durumda.Eskiden

Malum on bir ayın sultanının gelmesine sayılı günler kaldı,Ramazan gelenekleri çoğu yerde maalesef geçen zamanla birlikte unutulmaya yüz tutmuş durumda.Eskiden Ramazan ayının yaklaşmasıyla başlayan hummalı hazırlıklar günümüzde maalesef çok az yerde sürdürülüyor,eskiden evlerde süren Ramazan hazırlıklarında evler baştan aşağıya temizlenir,her yer gelecek misafirlere hazırlanırdı,evin özellikle mutfak bölümü türlü türlü yiyeceklerle doldurulur, misafirlere her türlü ikramın yapılması için her şey eksiksiz şekilde hazırlanırdı. “Ramazan deyince ilk akla gelen nedir?” desek, herhalde herkes iftarı hatırlar. Hele davetler yok mu? Eskiden olurmuş. Şimdi de mi var? Aynısı mı yani? Fakirlerin zengin sofrasında iftar ettirildiği yan yana oturabildikleri bir davet gördünüz mü şimdi? Bilmem kaç yıldızlı otellerin şatafatlı salonlarında, “Bugün ben seni, yarın da sen beni davet edersin” havasındaki gösterişleri kastetmiyorum. Komşunun açlığı veya açığı gerçekten ilgilendiriyor mu bizi? Anlamadım. Sizin mahallede fakir mi yok? Olmaz tabii oturduğumuz mahalleleri de ona göre ayırdık. Çocuklarımız fakirlerin eski zamanlarda olduğunu sanıyor.Şimdi ise kimsenin kimseyi davet edecek takati kalmamış.Eskiden sofranın muazzam görüntüsü nefis yemek kokularıyla birleşince, insanda bir imrenme duygusu yaratırdı. Top atılır atılmaz da yemeklere hücum edilirdi.Sonra sahurlar bir başkaydı zaten.Şimdiki gibi gece yarısına kadar televizyon izleyip, sonra da “uyanamayız” diyerek yiyip yatmak yoktu. Televizyon deyince aklıma geldi de; eskiden insanlar orucu tüm organlarına tuttururmuş. Yani göz de oruç tutarmış mide gibi… Dilin nasıl oruç tutması gerektiğini söylememe gerek yok değil mi? Hemen aklınıza şu hadisi şerif gelecek tahmin edebiliyorum.“Kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, Allah Teâlâ’nın o kimsenin aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur.” (Buhari) Ve olur ya birisi birine çatacak olsa;“Ben oruçluyum, ben oruçluyum, ben oruçluyum…”der ve kavgadan kaçarmış.Kimse asabiyetine mazeret yapmazmış orucu…Hadis-i şerifte Allah Resulü;“Ramazan gelince şeytanlar bağlanır.”buyurur.Demek ki bağlanıyor. Şimdi nasıl yapılıyor da çözdürülüyor veya onlarsız da bu kadar kavga dövüş çıkarılabiliyor anlamıyorum?

Babalar çocukların ellerinden tutar teravihe götürürmüş.Şimdi herkes kendi dünyasını yaşıyor, Eğlenmeyi,aile eş dost arasındaki sevgiyi bayrama saklarlarmış ve birde Karagöz-Hacivat gölge oyunlarını unutmamak lazım.Şimdilerde bir “Ramazan etkinlikleri çıktı. Tam da teravih saatlerinde şarkı türkü eşliğinde, “vur patlasın çal oynasın” havası… Bunu yapan belediyeler iyi, diğerleri kötü…

Ben de ne çok şeyleri hatırlamış ve özlemişim değil mi? Siz gene de yaşımı tahminden vazgeçin de, gelin bu unutulmuş hatıraları canlandıralım. Bence olabilir.Yapınca bana da dua edersiniz değil mi?

Sevgiyle kalın…

#

16 Haz 2015 - 13:11 - Gündem

urfanatik.com son bir ayda 2.184.811 kez ziyaret edildi.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.