Bu gün internette dolaşırken gözüme bir harita ilişti. Harita da; dini ağırlığı Müslüman nüfusa sahip 35-40 dolayında ve hep birbirine komşu devlet yer alıyordu. Batıda Cezayir ‘den doğuda Azerbaycan’a, kuzeyde Çeçenistan’dan güneyde Sudan ve Malezya’ya kadar dini Müslüman olan Devletler. Hem de birbirine komşular.
Bunlar; Türkiye, İran, Irak, Suriye, Mısır, Cezayir, Fas, Yemen, Sudan, Kuveyt, Arabistan, Ürdün, Çad, Libya, Afganistan, Pakistan, Azerbaycan, Somali, Lübnan gibi ülkeler. Ortalarında küçücük toprak parçasıyla adeta bir nokta kadar İsrail devleti var. Uzaklarda ise ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, daha doğuda Hindistan, Çin, Sovyet Cumhuriyetleri ve Japonya ülkeleri yer almaktadır.Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri Müslüman ve bu bölgede yaşıyorlar. Kendimi bildim bileli 40-50 yıldır bu coğrafyadaki ülkeler (Kıbrıs Barış Harekâtını saymazsak ) Müslüman olmayan bir ülke ile savaşmamıştır. Aksine birbirleriyle savaşmışlardır. Maalesef 1400 yıldır bu topraklar da Müslümanlar birbirleriyle savaşmaktadırlar. Kendi içlerinde iç kargaşa ve iç savaş var. Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mısır ve diğerleri. Yakın çevremizde yaklaşık 1 milyar 300 milyon nüfus sürekli kargaşa içinde yaşıyor. Hiçbir ülkede demokrasi ve insan hakları, hayvan hakları ve doğa ile ilgili bilinç yerleşmemiştir.Bu ülkelerin hemen hepsinde bir yabancı ülke parmağı var. Bu parmak istediği gibi elini oynatarak, çatışmalar çıkarmakta ve kendi ticaretini yapıp keyfine bakmaktadır. Silah, araç, makine, teknoloji, Know How satmaktadır. Bu ülkelerin hepsine demokrasiyi ben getireceğim diye ortaya çıkıyor. Her şeyi alt üst ediyor. Halklar perişan oluyorlar. 3-4 milyon nüfuslu bir İsrail bu bölgenin orta yerinde istediği gibi at oynatıyor.Bu savaşlar, bu iç kargaşalar, bu sınır değişiklikleri ile dinci ve ırksal akımlar neden Avrupa ve Amerika da olmuyor? Neden oralarda insanlar birbirini kesmiyorlar? Bu kutsal din birbirinizi öldürün mü diyor? Neden bu olaylar sadece bu Coğrafyada oluyor ? Bizi onlar karıştırıyorlar söyleminden ne zaman vaz geçeceğiz? Biz kendi kendimizi ne zaman yöneteceğiz? Şapkamızı önümüze alıp ne zaman düşüneceğiz? 1400 yıldır doymadık mı savaşlara? Kardeş kardeş yaşamak var iken savaşmak neden? Peygamber efendimizin ölümünden sonra başlayan Halifelik mücadeleleri ve sonrası bölünmeleri islamiyeti kaç parçaya ayırmıştır? Hadi Şii-Sünni ayrımı bir yana sadece sunnilikte bilinen 30-40 civarındaki cemaat ve tarikat neyin nesi? Bu savaşlar ve ayrılıklar dini inanç ve kurallarımızı da zaafa uğratmıyor mu? Dini farklı ve tartışmalı hale getirmiyor mu? Din bir tane ise neden ayırıyor ve ayrışıyoruz? Hiç olmaz ise dini kurallarımızı sade ve ortak hale getirerek bu bölünmeyi ortadan kaldıramaz mıyız? Din Devlet, Din Siyaset, Din Ticaret işlerini ayırsak dinimizi daha saygın, tartışmasız hale getirsek, bu kutsal dine daha iyi hizmet etmiş olmaz mıyız? İnsanları birbirinden ayrıştırmak yerine kural ve uygulamaları aynı olan ve kutsal din etrafında daha barışçıl yaşamalarına olanak vermez miyiz? Bunun gibi nice sorular var.Oturup düşünelim. Maalesef bölgemizde hepimiz ateş çemberinin içindeyiz. Böyle gider ise bir gün herkes bu savaşların içinde olacak. Vakit geç olmadan tek tek, komşu komşuya, köy köye, sokak sokağa barış tohumlarını hepimiz hep birlikte ekmeye çalışsak. Biz savaşsız, kargaşasız bir toplumda yaşamayı hak etmiyor muyuz diye kendimize sorsak. Herkes evinin önünü süpürse ve komşusunu da süpürmeye ikna etse tüm sokaklar, mahalleler ve şehirler tertemiz olmaz mı? İnsanımızı eğitelim, kendimizi değiştirelim, olaylara farklı bir pencereden bakalım. Dünya nerelere gidiyor, ne işlerle uğraşıyor, neler geliştiriyor? Bu coğrafya ne işlerle uğraşıyor diye düşünelim. Biz de yapabiliriz. Yeter ki; kin tohumlarını temizleyelim, kişisel ve toplumsal hak ve hukuku öğrenip birbirimize saygılı olalım. Dinimizi daha kutsal hale getiririz. Bölgemizi daha güzel hale getirebiliriz. Bunlar hayal şeyler değil olabilecek şeyler. Ama her şey hayal edip harekete geçmekle başlar.Bu mübarek ayda gelin insanlığa, İslam toplumuna bir iyilik yapalım. Eski gidişe dur diyerek farklılıklarımızı zenginlik olarak düşünüp birbirimizi sorgulamaktan vazgeçelim. Siyasileri de bu yönde düşündürelim. İslam toplumu içinde 1400 yıldır süren bu savaşa dur diyelim. Teknolojik gelişmeler sonucu savaşların sonuçları artık çok ağır. Sadece savaşanlar değil komşuları bile ağır sonuçlara katlanıyor. Suriye örneği önümüzde. 3 milyondan fazla insan ülkemize ve bölgemize akın etti. Bu insanlara devlet yardım yaptığı gibi istihdam alanımızı, kentsel yaşam alanımızı, daralttılar. Bir müddet sonra kültürümüzü, siyasetimizi, aile yaşamlarımızı da etkileyecekler en basitinden.Artık düşünme zamanı. Birey olarak bizim düşüncemizin de önemi var. Barış içinde yaşayabilmek adına her şeyi düşünmeliyiz. Bu, aynı zamanda gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz da. Güzel günlere diyerek sözlerimi bitirirken, hayırlı ramazanlar ve güzel bayramlar diliyorum.
Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.