Ceylanpınar Davasında Bütün Sanıklar Beraat Etti

Çözüm sürecini bitirilmesine gerekçe yapılan 2 polisin yaşamını yitirdiği Ceylanpınar davasında tüm sanıklar 'cinayet' suçlamasından beraat

Çözüm sürecinin bitirilmesine gerekçe yapılan Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz 2015 tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar'ın öldürülmesine ilişkin Urfa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görüldü. 13'üncü duruşmada kararını veren mahkeme, davada yargılanan 4’ü tutuklu 9 kişiye cinayet suçlamasından beraat etti.

Çözüm sürecinin bitirilmesine gerekçe yapılan Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz 2015 tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar'ın öldürülmesine ilişkin Urfa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görüldü. 13'üncü duruşmada kararını veren mahkeme, davada yargılanan 4’ü tutuklu 9 kişi hakkında cinayet suçlamasından beraat kararı verdi. Tutuklu yargılanan Hasan Aydın, Hüseyin Aydın, Sedat Aydın ve Mehmet Naci Yılmaz, sosyal medya paylaşımlarında "örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla 1 yıl 6’şar ay hapis cezası alarak tahliye edildi.

Duruşmaya tutuklu 4 kişiden Mehmet Naci Yılmaz, Sedat Aydın ve Hüseyin Aydın kaldıkları cezaevlerinden SEGBİS’le katılırken, Urfa T Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan Hasan Aydın ise hazır edildi. Her duruşmada Kürtçe konuşacaklarını belirten sanıklar için tercümanda hazır edildi.

Geçen duruşmada esas hakkında mütalaasını veren savcı, tutuklu bulunan Hasan Aydın, Hüseyin Aydın, Sedat Aydın ve Mehmet Naci Yılmaz’ın 2 polisi öldürmek suçundan ayrı ayrı 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırılmalarını istemiş, davanın 4’üncü duruşmasında tahliye edilen Ömer Kılıç, Lütfi Abir, Hasan Işık, Aslan Bulut ve Murat Abir’in ise beraatını talep etmişti.

‘PARDON MU DİYECEKSİNİZ?’
Mahkeme başkanı, ilk olarak haklarında “örgüt propagandası” yaptıkları iddia edilen Hüseyin Aydın ve sonrasında diğer sanıklara ek savunma haklarının olduğunu söyleyerek, savunmalarını istedi.

Hüseyin Aydın yaptığı savunmada, “Hakkımda propaganda suçu olduğunu söylüyorsunuz. Sizden ayrıntı istiyorum. Paylaşımlarımın yasak olduğunu sanmıyorum" dedi.

Sedat Aydın savunmasında, “Savcı Selim Kiraz’ın başına silah dayanmış bir fotoğrafını paylaştığım söyleniyor. Öncelikle bu paylaşımı hatırlamıyorum bile. Eğer paylaşılmışsa da başka bir yerden alınıp paylaşılmış. Üstelik buradan savunma yapamıyorum. Sağlıklı değil. Duruşma salonunda olmam lazım" diye konuştu.

Savunma yapan Hasan Aydın ise, “Hukuk dışı tutuklu bulunuyoruz. 2015’den bu yana özgürlüğümüz kısıtlandı. Ne olacak biz çıkınca, bize pardon yanlışlık oldu mu diyeceksiniz?" diye sordu.

Mehmet Naci Yılmaz da savunmasında, “Olay yerinde bize dair bir delil dahi çıkmadı. Ben sağlıkçıyım. O tarihte ailemi ziyarete geldim. Bizi ihbar eden kişiler neden dosyada yok? Bu davada sanık olan 9 kişi de bahsettiğiniz suç profiline uymuyor. Babamım ve benim çilingirci olduğum söyleniyor. Polislerin evlerinin kapısını böyle açtığımız ve cinayeti işlediğimiz söyleniyor. Bahsedilen çilingirciyle sadece isim benzerliği var" dedi.

TERCÜMAN KRİZİ
Tutuklu 4 kişi de savunmalarını Kürtçe yaparken, duruşma salonunda bulunan Kürtçe tercümanın savunmaları eksik tercüme etmesi tepkilere neden oldu. Sanık avukatları, savunmaların sağlıklı çevirilmediğine vurgu yaparken, tercümanın ise "Bunlar Suriye ağzıyla konuşuyor anlamıyorum" diyerek, kendini savunması dikkat çekti.

‘ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİTİRİLMESİNE KURBAN EDİLDİK’
Daha sonra avukatların savunmalarına geçildi. Dava avukatlarından Hüseyin Akay, “Bu dava taziyeden dönen 4 gencin araçlarının bir polis tarafından durdurulup eksik evraklarının olduğu söylenerek trafik şubeye çekilmeleriyle başladı. Ancak gece TEM Şube’de alınıyor ifadeleri. Söz konusu ihbar telefonundan sonra sanık olan 4 kişi için ihbarı yapan kişilerin bilgileri Komiser Cumali Gödem’e veriliyor. Gödem şu an FETÖ’den açığa alındı. Adalet istiyoruz" dedi.

Avukat Mahmut Vefa ise, şunları söyledi: “Polisler başlarından aldıkları kurşunla öldürüldüler. Ancak başuçlarına da birer kurşun bırakılmış. Siz de biz de biliyoruz ki PKK’nin böyle bir eylem şekli yoktur. Bu dosyanın bu şekilde karara bağlanmasını ne vicdanlar ne de hukuk kabul eder."

Mahkeme heyeti, tutuklulara son sözlerini sordu. 4 tutuklu da, çözüm sürecini bitirmek için kurban olarak seçildiklerini kaydederek, beraatlarını talep etti.

CİNAYETTEN BERAAT, SOSYAL MEDYADAN CEZA
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan Sedat Aydın, Hüseyin Aydın, Hasan Aydın ve Mehmet Naci Yılmaz ile tutuksuz yargılanan Hasan Işık, Ömer Kılıç, Aslan Bulut, Lütfi Abir, Murat Abir’in cinayetten beraatına karar verdi.

Mahkeme, tutuklu 4 sanığa da sosyal medya paylaşımlarında “örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla her birine 1 yıl 6’şar ay hapis cezası vererek, tutukluluk süreleri göz önünde tutularak tahliye kararı verdi.

‘BAŞTAN BERİ HUKUKSUZDU’
Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Hüseyin Akay, “Daha önce de bu konuda fikrimizi söyledik. Ortada zaten somut ya da hukuki bir delil yoktu. Soyut iddialarla bir yargılama süreciydi. Baştan beri hukuksuzdu. Nihayetinde hukuk tecelli etti. Ancak daha işimiz bitmedi. Biz davanın peşinde olacağız” dedi.

Öte yandan avukat Akay bir önceki duruşmada davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı.

DAVANIN GEÇMİŞİ
Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde, Suruç Katliamı’ndan iki gün sonra 22 Temmuz 2015 tarihinde Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar adlı polisler evlerinde ölü bulunmuştu. Yumuşak ve Acar’ın kafalarına sıkılan kurşunla öldürüldüğü tespit edilmişti. Cinayetin susturucu silahla gerçekleştirildiği belirlenmişti. Bu olaydan sonra hükümet çözüm sürecini bitirmiş ve yeni çatışmalı sürecin startını vermişti.

Kürt illerinde başlatılan sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla gündemden düşen cinayetler hala gizemini korurken, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından cinayetler bu kez Gülen Cemaati ilişkisi ile gündeme geldi. Darbe girişimi sonrası ise sanıklar hakkında tutuklama kararı veren hâkim Nurettin Bulut, darbe soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Ayrıca cinayeti araştırma önergesinin gündeme alınması önerisi Meclis’te kabul edilmemiş, HDP’nin önerisi, AKP ve MHP tarafından reddedilmişti.

Son olarak cinayetlerle ilgili olarak evde bulunan şüpheli parmak izleri sanıklarınkiyle eşleşmemişti. Polislerin öldürüldüğü evdeki kime ait olduğu bilinmeyen 10 parmak izinden 4’ünün ise polis Burak Koru’ya ait olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak hala görevi başında olan Koru verdiği ifadede, “evde hiç bulunmadığını” ileri sürmüştü.

01 Mar 2018 - 23:44 - Gündem

urfanatik.com son bir ayda 2.043.337 kez ziyaret edildi.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Urfanatik Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Urfanatik Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Urfanatik Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Urfanatik Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.